Oy Galam Şiiri - Emine Adıgüzel

Emine Adıgüzel
22

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Oy Galam

Oy balam, ulu galam, bahtı garam!
Seni sevmemek mümkün mü?
Senin olmamak…
Seninle şenlenmemek….
……….
Sabahları şen olurdun.
Horozlardan önce,
Köksal Hasan’ın sesi ile,
Kel Ali’nin sesi ile uyanırdık.
Mümkün mü artık uyuyabilmek…..
………..
Ve pahtiğe gitmek,
Güldali’nin bahçesinde konaklamamak,
Gidip de çay demlememek olur mu?
İçerken gelen geçeni davet etmek..
Ziya amcayı çağırmaya gerek yok.
Zira O hep ordadır zaten…
Sonra ermeni pıharında serin bir su içmek
Kana kana….
Hayrat dutlarından yemek..
Ne de güzel olur dutu serin suya döküp yemek…
Sonra şeker pıharına ne demeli?
Çeşmenin önünde edilen horatalar…
İzarlı kadınların gelecileri….
Kaynanalarını çekiştirmeleri….
………..
Oy balam, ulu galam, bahtı garam!
………..
Ne sana doydum,
Ne bal ağanın serin suyuna!
……….
Hep süt pıharını merak ederdim.
Bir gün kaçtım.
Galaya çıktım.
Eyvah!
Silat amca beni görmesin mi?
Ama olsun, değmişti canıma.
………
Olcaygil le birleşip,
Delik daşın çocuklarını dövmeye ne demeli?
İçlerinden biri halamın kızı…
Garibimin kolunu kırmıştık
Tabi sonra babam da kafamı….
Babannem hemen babama yetiştirmişti.
Ah! ne tatlı kavgalardı onlar,
Bi döğüşür bi barışırdık.
……….
Ah balam, ulu galam, bahtı garam.!
………..
Keşke ömrüm senle olsaydı,
Anam şeker pıharına suya gönderseydi
Her zaman……
Ben yine mızmızlansaydım,
Ali kaya her seferinde beni kızdırsaydı.
Eti puf, topitop diye….
……….
Ve bir sabah hiç çalmasaydı o telefon
Acıyla…
Duymasaydım galamın yandığını,
Balamın öksüz galdığını…
Bu bir kabus olsaydı..
Ve sabah kalktığımda bitmiş olan…
……….
Oy balam, ulu galam, bahtı garam!
……..
Yanışın yüreğimizi yakmıştı
Zalim de ciğerimizi….
Baba ocağımız yanmıştı
……..
Nasıl da zevkli geçerdi yazlar….
Amca çocuklarıyla kavga ederdim,
‘Sütü büyük bardakla ben içecem!
Kaymaklı ekmeğin büyüğünü ben yiyecem’
Cazgırlığıma dayanamazlardı fazla.
Sonunda dediğim olurdu..
……
Dedem kor şehirden ekmek getirirdi.
Şeherin ekmeği pek güzel olurdu zaar
Mis gibi kokusunu hatırlarım,
Hatırladıkça burnumun direkleri sızlar.
Artık yediğim hiçbir ekmekte o koku yok!
…….
Sonra evden ekmek çalardım,
Mahlenin eniklerini doyurmak için..
Anam çok kızardı, deden duyarsa diye…
Korkuturdu beni…
………
Şimdi ne dedem var,
Ne de baba ocağım..
Karabaşımız çoktan ölmüştü…
Ne özgürlüğümüz kalmıştı dağlarda,
Ne de bağımız bahçemiz…
Silahlara mahkum kaldık
Onlarsız yaşamaz olduk…
………
Oy galam,
Gidişin yüreğimizi ezmişti,
Balam öksüz galmıştı.
Şimdi çalan her telefonda acı var!
Korku var!
……….

Emine Adıgüzel
Kayıt Tarihi : 1.6.2006 13:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Emine Adıgüzel