Ey sefil neden yazıyorsun? Hersabah kazıklıvoyvodaya
özenen kanlı birvampirken Tabutundan kazıklarla deşilip kalkıyorsun.kudurganca uluyan bitlenmiş köpeklerin, bağırsakları kokuşmuş pislik işkembelerin,çimentosu karılmış inşaat iskelesinin,tıngırdayan Çöp konteynırının, jartiyeri yırtılmış profesyonel kaşarların, Ciğerleri Paramparça psikopat tinercinin, akciğerden salgılanan kanserojen aşkların Ve Yırtıcı martıların çığlıkları Arasında uyanıyorsun.rahimleri yırtarak doğarken güneş; tazyikli kanlarını tanyerinin organından akıtıyor.ciğerine şutlaycağın bol nikotinli bir cigara yakıyorum.damarında kaynayan bin promil alkolden ve sentetikler yerine geçen o şiirlerden uyuşmuşsun. sentetik uyuşturucuda denebilir burada tabi... beyni ziken halisünajenler yani: bütün o captagon ve extacyler; depressantlar yani: barbitürat ve nembutallar; laboratuarda üretilen tüm sentetik ilaçları birleştir: işte orda midebulantıları ve depresyonlarla gövdelenir şiir! çünkü halisünajen kadar çok sanrılar gördürüp, depressantlar kadar uyuşturabilir bu illet. çünkü trankilizanlar kadar bunaltıyı azaltıp amfetamin kadar kışkırtabilir beyni. İşte tüm bunlarla abandone olarak ve azgın bir kısrak gibi şahlanarak; beyaz Kağıtların toprağına çıkartmalar yapıyorsun. dolma kalem namlusundan şarjörlerce kurşunu O sonsuz Beyazlığa Boşaltınca dur! Orda kurgulanmış kelime cesetlerinin ve saltanatı devrilmiş cümlelerin Ortasında lanetli krallığı kurulacak şiirin. orda kurşunlanmış kelimeler ve soykırımdan geçirilmiş cümleler katloldukça; kağıtlara kan Sıçramaz ama.. senin beynin paçavra bir müsvedde gibi kanar! Atmıklarla kirlenmiş kaputlar gibi kanar kalbin! apostrof leşlerin çürür durur cephede. azınlıkkampları kurarsın krallığında; kılıçtangeçirirsin alfabede harfleri. Bir jinekolog edasıyla anestezi salarsın; amelyat masasında damarına kelamın.Ve rahimlerden cenin gibi şiiri; enjektörün vakumuyla kürtajlayıp alırsın. evet kordonlarla boğulup, ölü doğar herşii.r jinekolog pençene bu amelyat emanettir. kaçamazsın bundan hiç… çünkü şiir lanetidir şairin!
Bu Biliniyor.. İntihar repliklerini dolmakaleme nasıl dikte ettirdiğini ve
Senaryoyu müntehir biçimde mürekkebe bellettiğini herkes biliyor.
başrol de olsa figürasyonda olsa en ölümcül planda tripler attığını ve gamlı monologları hafıza kadrajında nasıl Döndürdüğünü sen de biliyorsun. o karakterlerin replikleri bilekleri kesilmiş bir jiletin keskinliğiyle bellediğini ve senin haznelerindeki Kanın boşaldığını da biliyorsun.sen de bilekgırtlağını kesen Bir katilsin! Şiirlerin atardamarlara vurulmuş jiletlerden ibaret! okurun boşalan temiz kanı senin toplardamarına Piskan diye doluyor. O yüzden Her okuma aksiyonu karanlık zindanlarda yeni bir katliam! Her telaffuza dökülen o müptezel şiirler kirli tuvaletlerde taammüden intihar! İşte: sen bu ıssızlıkta:loutreamont dehlizinde boğulup İntiharın ciğerine dolmayı bir erdem say! allenginsberg Zindanında zincirinden çözülüp Otobanlarda otostopa çık sonra.fırlama metinlerde dipsiz çukurlara Düşüp baudleaire lağımlarında geber bir fare gibi. rimbaud serseriliğiyle dünyayı turlarken, korkunç halüsinasyonlarla ergenliğini de korkut. aloysius bertrandın katedrallerinden geçip kompozisyon kıtasının mütemadi keşfinde ol.beat jenerasyonunda ölen sarhoş bir anarşist gibi uyuşturan marşları gönderine çek! çünkü yerebatmış sarnıçlarda işkence altındasın hep. ters çevrilmiş medusa heykelisin orda.başında kaynaşan o zehirli yılanlar şiir tomurcuklarındır. herşeyindir.lanetli meyvelerindir senin! Medusa heykelini tersine çevirmeyi vazifenin icabından bilirsin. şerri estetikleştirip pisi meşrulaştırırsın ve ahlaksızlığın kitlelere empozesinde şiiri bir ajitasyon malzemesi olarak kullanırsın. Daha çok akılhastanesinde delireceksin.daha çok deligömleği giydirecek sana şiir! daha çok uyuşturup kudurtacak seni sanat denen çirkinlik! bu vesvesenin peşinden sinsice gelmesidir! bu fısıltının cenderede ruhu sömürmesidir! çünkü şiir lanetidir şairin!
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta