Bir orkestra dinliyorum;
Bin dokuz yüz yetmiş yedi
aralığının yirmi beşinden beri...
Sessizliğin içinden çıkar gelir;
tırmalar kulaklarımı bir ağır senfoni...
Öyle bir ses ki sözcükler kifayetsiz yabani...
Bir beste sanki notası ötüşen kuşların neşesi,
Güz yaprakların hışırtısı; İnsan dilinden de hecesi...
Ebedin bilinmezi,ezelin sesi...
Bir büyük eser ki;
Yeni doğanların ağlayışı ve ölenlerin ardından aynısı...
Şen şakrak gülüşlerin;
Savaş ta masumların çığlık sesi...
Bir büyük kavganın acımasız sesi...
Öyle bir ses ki;
Ardı sıra dalgaların asi,
Etekleri kaplı dağların kar sesi...
Damla damla yağmurların hüzünlü;
Göklerde savrulup duran;
Rüzgarların uğultulu sesi...
Ne yana gitsem çalar hep bu şarkı;
Bilirim bu Onun şenliğinin bize;
İyisi kötüsü içinde bir hediyesi...
Say ki kainatın aynası,yankısının sesi...
Ayın yirmi biri en uzun gecenin;
Yirmi beşi; Güneşin yükselişinin;
En parlak yıldızın gök kubbede;
titreyen gölgesi ve mucizelerin sesi...
Kim bilir daha kaç senfoni.
Çalacak kulaklarımda bu sesi
Şimdiye dek otuz sekiz ve;
Otuz dokuza kaldı dokuz sabahın sesi...
Kayıt Tarihi : 16.12.2016 15:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Çağatay Çağlayan](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/12/16/otuzdokuzuncu-senfoni.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!