Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl deği
..........
..........
Kayıt Tarihi : 1.7.2000 16:21:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ve ima bile etmeden yorumsal yazımı yazdım.
--1= Tıp ilmi bazı ölüm nedenlerini tespit etse de ve ömrün ölümsel bitimini
tahmin etse de, tamamını asla ve kat-a bilemez. cümlesi bana aittir. Ve
bu günkü tespitsel yazımla da her hangi bir tezadı yoktur.
--2=Her zaman olduğu gibi, yazdıkları mı hep tersten okuyorsunuz. Ben
Sovyetler örneğin sizin anladığınız manada söylemedim. Emperyalist
Devletler, düşmanımın-düşmanıdır felsefesiyle, el altından Din Devletlerine
destek veriyordu. Sovyetlerin dağılmasıyla, düşmanımın-düşmanı Politikası
rafa kaldırılmıştır. Gerektiğinde tekrar rafından indirilir???
--3=Ben bütün Dinler dedim, siz hemen Dinbazlık yapmaya ve martavaldan
fetva vermeye başladınız. İşte tamda bunu söylemek istedim, bütün Dinler
taraftır diye.
--4=Biz sizinle hiç bir konuda hemfikir olamıyoruz. Çünkü Siz orta çağ
bataklığında cebelleşiyorsunuz. Ben, Demokratik Laik, Sosyal ve Hukuk
Devlet sisteminden yanayım. Atatürk ilke ve inkılaplarına gönülden bağlı
ve Cumhuriyeti kayıtsız-şartsız benimsemiş bir Vatandaşım.....
--5=Bunca olumsuz tavır ve davranışlarınıza rağmen, ben size hayır ve
hasenatlar, meşru, fıtri, makul ve baki muhabbetler dilerim. Yüce Yaradan
size sıratel müstakim ihsan eylesin.....VESSELAM.
--İnsanların, yaşamsal devinim de bazı olağanüstü durumlar hariç,sıhhatli
yaşaması ve ömrünün uzun ve kısa olmasının % 60'ı kendi imkânlarıyla
doğru orantılıdır. Diğer % 40 lık etkenler çevre ve yaşamsal sorunlardır.
Müspet Fen-Bilim o kadar ilerdi ki, Bir çok bilinmezleri, giz ve gizemleri
hatta İnsan ömrünü ve bazı ölüm nedenlerini önceden tespit etmektedir.
--Özellikler Dinlerin, bilinçli bir şekilde bilimsel çalışmalara ket vurması ve
Evrensel ve doğasal olayları Din gölgesi altında evirip-çevirip Topluma
sunma devri bitmiştir. Özellikle Sovyetlerin dağılmasıyla birlik te, Dine
dayalı Devlet ve yönetim şekilleri dumura uğramıştır. Çünkü Her Din ve
Mezhep kendine taraftır. Dine dayalı bütün yönetim şekilleri, Tolumun
tamamını eşit bir şekilde kucaklaması mümkün değil..
--Anayasal Hak ve özgürlüklerin adil ve eşit bir şekilde sağlanması
Ancak ve ancak DEMOKRASİYLE mümkündür. Demokratik Laik, Sosyal
ve Hukuk Devletlerin de bilumum yanlışların, haksızlıkların, hukuksuzlukların
müsebbisi Demokrasi değil, mevcut yöneticilerdir...
--Haaa Sovyetlerin dağılmasıyla Dine dayalı yönetim sistemlerin tamamının
dumura uğramasının nedenlerini de, merak buyuranlar bir zahmet kendileri
araştırsın......OZAN ÇAKIROĞLU.
vezir bey gerçekleri tersine çevirme operasyonlarında daima baş rollerde olsa da, ne yazık ki her zaman bu işi yüzüne gözüne bulaştırıyor ve kendisini ilim, irfan sahibi kişilere rezil rüsva ediyor şöyle ki:
Evvela: Tıp ilmi, bazı ölüm nedenlerini tahmin etse de tamamını asla bilemez. Çünkü bir insanın ne zaman nerede ve nasıl öleceğini gayba ıttılaı olmayan bilgisi sınırlı olan aciz insanlar değil, onları yaratan ve yöneten ve her türlü noksan sıfatlardan noksan olan Allah bilir.
İkincisi: Hiç bir hak din ve bilhassa da şu anda yeryüzünde bozulmamış olan tek hak din olan İslam, asla ilime ve bilime ve de teknolojik yeniliklere karşı olmamıştır. Tam tersine mazide bir çok ilim ve bilim öncüleri yetiştirerek dünyaya örnek olmuş ve de insanlığa hizmette bulunmuştur. Çünkü, Kur'an'ın ilk emri "OKU!" dur. Ne zaman ki, dinler tahribata ve tahrifata uğramışlarsa işte onlar o zaman ilime ve bilime karşı durmuşlardır ki, bunun en bariz örneklerinden birisi Hristiyanlıktır. Onun için Fransız ihtilaliyle birlikte Fransa' da din ve devlet işleri birbirinden ayrılmıştır.
Üçüncüsü: SSCB ( Komünist Rusya) 1917 de bir ihtilalle komünist olmuş ve kendi topraklarındaki bütün semavi ve arzi dinleri yasaklayarak din olarak komünizmi kabul etmiştir ama bu dikta ve dinsiz rejim kendisine karşı çıkan altmış milyon vatandaşını katletmesine rağmen ancak doksan yıl yaşayabilmiş ve yine kendi halkının karşı ihtilaliyle yer ile yeksan edilip o rejimin mucitlerinin heykelleri yıkılarak üstlerine bevledilmiştir. Bu müthiş işler hayata geçirilirken ve Berlin duvarı yıkılırken Vezir beyler ( Ozan Çakıroğlu) her halde ya uyuyorlarmış ya da çoko prens almaya gitmişler ki hiç haberleri olmamış. Yani, yasaklanan dinler yeniden serbest bırakılmış ama Ozan Çakıroğlu bunu tam tersine çevirerek komünizmi savunmak uğruna bunu dinlerin yasaklanması tarzında lanse etmişlerdir.
Dördüncüsü: İslam dininin aslı Kur'an ve Sahih sünnettir ki bu orijinal din mezhepçilik, ırkcılık,ve tarikatçılık gibi bölücü akımları asla kabul etmez ve her daim ittifak ve de ittihadı emreder. Mezhepçilik ve tarikatçılık İslam'ın tessüsünden bir asır sonra ortaya çıkmaya başlamış ve sadece ayet hadis bilmezler arasında rağbet görmüştür.
Beşincisi: İslam dini, herkese hak ettiğini hiç eksiksiz olarak verir ki buna dinin hakkıyla hayata geçirildiği dönemler şahittir ki birazcık tarih bilenlen bunları gayet iyi bilir.
Laiklik Fransa kökenli bir idare şeklidir ve Avrupa'nın bir çok ülkesinde bile hala kabul görüp hayata geçirilmemiştir.
Demokrasi ise, Yunan kökenli bir idare tarzı olup asla gerçek adaleti temin edemez. İnsanlara ve Müslümanlara gerçek adaleti temin edecek olan tek idare şekli Kur'an ayetlerine ve sahih hadislere dayalı İslami bir Cumhuriyet idaresidir. Çünkü Müslüman bir toplumu Paganist ve şirkalut felsefeler idare edip de mutlu kılamazlar. Ederlerse işte toplumun şu andaki düştüğü vahim durumlara düşürürler vesselam!
TÜM YORUMLAR (141)