Ve gördüler ki zeytin kökünün altını damlamış kalbinin
gizli oyuklarına.
Ve kim bilir kaç gece mum ışığında uyanık kalıp günün
ağarmasını beklediği için,garip bir sıcaklık
yayılmış bağırsaklarına.
Büyük yalnızlık saatlerinde ezberlemeye başladığı kuş
çığlıkları,belli ki bir anda dökülüvermiş gövdesinden,
bu yüzden bıçak daha derine işleyememiş.
Herhalde niyet etmek yetmiş kötülük için.
Gene belli ki,suçsuz insanların o korkunç konumunda
karşılaşmış bu kötülükle.Gözleri açık,gururlu,o koca
orman hala yürüyor gibi gözlerinin lekesiz
ağtabakalarında.
Beyinde bir şey yok,göğün ölü yankısından başka.
Yalnız sol kulağının boşluğunda ince kum tanecikleri,
deniz kabuklarında görülen.Demek ki sık sık deniz kıyısında yürümüş tek başına,aşkın acısı ve rüzgarın
uğultusuyla.
Uyluklarındaki ateş parçalarına gelince,bunlardan
anlaşılıyor ki,epeyce önünde gitmiş zamanın bir
kadını kollarına aldığında.
Bu yıl erken meyve verecek ağaçlar.
çeviri:cevat çapan
Odisseus ElitisKayıt Tarihi : 13.8.2014 23:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Emeğe saygılar
TÜM YORUMLAR (2)