Ötenazi Şiiri - Safiye Ünlü

Safiye Ünlü
11

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ötenazi

….
-merhaba, ben karşı komşunuzun kız kardeşi safiye
-memnun oldum, girin buyrun.. oğlum aradı bilgim var, balkondaki size ait çanak anteni alacakmışsınız..
-evet kardeşime lazım olmuş, ona göndereceğiz..
-sizi rahatsız ettim kusurabakmayın..
-rsiz kusurabakmayın görüntüm için
-rica ederim, normal sabah sabah!
-benim sabahım akşamım yok doğrusu hastayım ben..
-geçmiş olsun,,?
-Kan hastasıyım ben, sayılı günlerim kaldı doktorlara göre, artık sonlara yaklaştım ama ben ötenazi istiyorum, ölmek istiyorum..
- ne diyorsunuz! ! ! Affedersiniz çok üzgünüm! ! bu nasıl bir hastalık yok mu tedavisi..
-lütfen buyurun oturmazmıydınız.. ayaküstü sizide üzdüm! ! Amansız bir dert benimki, ne gerekiyorsa yapıldı yapılıyor da yıllardır, ama çok yoruldu vücudum ve ruhum.. kanım değiştiriliyor sürekli, bu eziyete katlanır insan hani bir sonucu olsa.. bir son istiyorum artık, dayanacak takatim kalmadı çünkü…
-ben ne diyeceğimi bilemiyorum, çok üzüldüm.. ama pes etmemelisiniz bırakmayın yaşamı direnin..! !
-kimseler yaşasın istemem, ama bu anlatılamaz bir duygu, hep umut edip direndim aslında… tesadüf sonucu öğrendiğim bu hastalık bütün hayatımı etkiledi, her şeyimi kaybettim bir tek oğlum var, onu da üzmekten başka bir işe yaramıyor varlığım.. umudum ve enerjim tükendi.. ötenazi serbest olmalı, insanlar kendi iradeleriyle yaşamlarına son verebilmeliler.. neden yasallaşmıyor anlamıyorum… 
-bu konuda bir fikrim yok doğrusu, olsaydı da şu an durdu beynim … hayat çok güzel, ölmek istemek, yaşamına son vermek.. düşünemiyorum hiçbirşey bağışlayın..
-haklısınız, ben hayata çok pozitif bakan ve hayat dolu biriydim bir gün böyle bir sohbetin içinde bulsam kendimi aynı şeyleri hissederdim sanırım…
-neler yapıyorsunuz peki? yani nasıl zaman geçiriyorsunuz..
-çiçeklerim var onları suluyorum kalkabilirsem, kitap okuyorum camın önünde oturup dışarıyı izliyorum vücudum elverdiği ölçüde zevk aldığım her şeyi yapıyorum..! ! ! ...

hakkında hiçbirşey bilmediğim bu hanım, hayatımda yaptığım en zor sohbetin kahramanı oldu…
benim için konuşulması hiçte kolay bir mevzu değildi, daha önce hiç duymadığım bu cümlelere kulaklarım öyle yabancıydı ki, kuracağım cümlelerde aynı ölçüde yabancı geldi dilime.. üzgün olduğumu kaç kez söylediğimi hatırlamıyorum bile…

nede kolay söyledi,
-ölmek istiyorum… dedi,
siz hiç ölmek isteyen biriyle konuştunuz mu?

ölmek isteyen başka insanlarda varmıydı…?
Türkiyede ötenazi uygulanıyormuydu…?
Bu günahmıydı..?
Kendi kararıyla ötenazi isteyen hasta, yakınlarının buna göz yummasını beklermiydi,,,
hayat kurtarmak için yemin etmiş doktor birinin hayatına sonverebilirmiydi,,

Nereden çıktı şimdi bu tatsız konu..! diyebilirsiniz haklısınız da,

Tatsız olması, var olmasını ve yaşanıyor olmasını engellemiyor maalesef, karşılaştım hissettim ve paylaşmak istedim… ölüm tatsız konudur bilirim kimse konuşmak istemez değiştirmek isteriz hemen, hastalıklarda öyle kulağımızı çeker tahtaya vururuz ki bizi bulmasın sevdiklerimizin başına gelmesin bu durum.
Ama yaşam kadarda gerçektir, hemen yanıbaşımızda durur biliriz ama dokunmayız… ama düşünenler var maalesef, belki bu gün sondur diye yataklarından kalkan ve o günü son günü gibi yaşayanlar yada öyle hayal edenler…
Acıların bedende var olduğunu, bedenlerinde ölümle bu dünyada bırakıldığını, ruhun diğer yaşam yoluna devam ettiğini ve giderken acılardan arınacağını düşünen insanlar…
Hayata dair hiçbir olumlamanın uymadığı bu durum, düşündürdü beni..
Hiçbirşeyi ertelememek gerek hayatta, Anı yaşamak gerek diye düşündürebilecek bir durum gibi görünse de, menekşelerini suluyor kadın daha ne yapsın ki....? ?
Anı yaşamak nedir ki zaten…? ?
Bahsedilen an, hep aynı an ise, geçmişte yaşamak değimlidir,yer yarılsa da içine girsem anlardan biriyse, kişinin mazoşistliği değimlidir anı yaşamak, acılarla yaşanan saniyelerin yaşanası neyi vardır, dertleri, acıları yavaşlatıcı her şeyi halının altına süpürmek, yarınsızlık, ucuz bir felsefe de değimlidir bu cenaptan bakınca..,
Farkındalık değimlidir anı yaşamak, farkında yaşamak, dünün bedelini, yarının faturasını ödemek yada bunları düşünerek geçirmemek bu günü, aslında sıradan, rutin görünen her şeyin yaşamımızı bütünleyen olgular olduğunu bilmek yada…

Eflatun' a sormuşlar.
insanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışı nedir?
Eflatun cevaplamış.
insanlar, çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki büyüdüklerinde de çocukluklarını özlerler.
Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler. Ama sağlıklarını geri almak için de para öderler.
Yarınlarından endişe edip bugünü unuturlar. Sonuçta ne bugünü ne de yarını yaşarlar.
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar. Ancak hiç yaşamamış gibi de ölürler.

Hayatta 'en çok' şeye sahip olmak değil,
En az' şeye ihtiyaç duymaktır......

Aslında hepimiz ölümcül değimliyiz peki…bizi bu hanımdan farklı kılan, hasta teşhisi konulmaması, zamanını ve şeklini bilmememiz mi? ?
Farkında yaşamak gerek öyleyse, kendimizin, etrafımızda olup biten gördüğümüz yada göremediğimiz her şeyin, sevdiklerimizin, sevmediklerimizin, bize dahil olsun yada olmasın hayata dair her şeyin farkında olmak…

Safiye Ünlü
Kayıt Tarihi : 14.5.2010 15:06:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


beni çok etkileyen anlardan biriydi, hemen yazmak istedim.. 1 yıl sonra hikayenin kahramanı hanfendinin ölüm haberini aldım..

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mahir Odabaşı
    Mahir Odabaşı

    kaleminize sağlık...etkileyici bir yazı..

    İNSANLARI NASIL GÖRÜYORSUN?

    Sormuşlar bir Bilge kişiye,
    İnsanları nasıl görüyorsun diye,
    O da demiş. Sıkılmazsanız eğer,
    Anlatayım bir kaç cümle ile size.
    İnsanlar çok garip geliyor bana.
    Çünkü, çocukken büyümeyi istiyorlar,
    Büyüyünce hep çocukluğu özlüyorlar
    Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyorlar,
    Bir de bakıyorsunuz ki;
    Hiç yaşamamış gibi çekip gidiyorlar.
    Gençlikte para biriktirmek için,
    Durmadan sağlıktan kısıyorlar,
    Yaş kemale erip, hastalıklar
    Bir bir gün yüzüne çıkınca,
    Gelecek adına korku ve panikle,
    Şu hastalık bir gitse tüm servetimi
    Vermeye, inanın hazırım diyorlar.
    Dinleyenler, haklısın, ey Bilge kişi.
    Sen tavsiye de bulun da bitirelim şu işi,
    Deyince, O da anlaşıldı sıkıldınız herhalde,
    Lafı fazla uzatmamak gerekir bize de,
    Diyerek, şu özlü sözleri sıralar, bilerek.
    Dünya fanidir asla gönül yıkmayınız,
    Çok ince düşünüp, kafaya takmayınız.
    Kendinizi sevdirmeye çalışmayınız,
    Ama her zaman sevilmeye bırakınız
    Koca dünyayı kurtarmaktan vazgeçip,
    Önce kendinizi kurtarmaya çalışınız.
    İyi örnek olmak için daima yarışınız.
    Küs durmayı bırakıp, barışınız..
    Bunu sağlayabildiğiniz anda,
    Dünya da kurtulur aynı zamanda
    Son olarak, şunu tavsiye edeyim size,
    Unutmayın, çok şeye sahip olmak yerine,
    İhtiyaç olanı kolayca bulmak yeter bize.
    Kelamı uzatıp, boşa israf etmeyelim.
    Mesaj yerine ulaştı zannederim.
    Dinleyenler dedi anlaşıldı.
    Ey Bilge kişi.
    Demek her şey,
    Biz-le başlar,
    Biz-le sürer,
    Biz-le biter.
    Bu altın sözler için,
    Sana sonsuz teşekkürler..!
    (Mahir Odabaşı / 06.06.2010)

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Safiye Ünlü