Ötelerin türküsünü söyleyen biri vardı

ötelerin türküsünü söyleyen biri vardı
çiçekli dağların arasından yükselirdi
ulu çınarlar gibi
o biri derin vadilerin içinde çığlık çığlığa haykıran
derelerin serinliğini kavak yellerine savurur
savuru da serinliğinde yürekler ürperirdi

ötelerin türküsünü söyleyen biri kartal kanatlarında
mavilikler içinde
ötelerin türküsünü söyleyen biri varki
yüreği sevda yüklü umut yüklü
vadilerin derinliklerinden mavi gökyüzünde
bulutların arasında söyleyecek biri mutlaka
ve mutlaka olacak

ötelerin türküsünü yazacak ve dinleyecek biri
yüreği titreyerek bir damla yaş dökerek
demir parmaklıkların nemli duvarları arasında
bir mahkum hayal karacak avluya düşen güneşle
gelincik tarlalarında sevinç çığlıkları atacak kim bilir
uçsuz bucaksız topraklara sere serpe uzanmış ırgat
ağda kılıç balığı çeken balıkçı
tornada metal işleyen çırak
sokakta simit satan çocuk
bebesini emziren
oğlunu şehit veren kayıplarda arayan ana
ötelerin türküsünü söyleyecek onlar adına
elleri mızrap tutan ozan