Denizin alçalışıyla otel bir düştü
Binlerce kalıntı şehir değerinde
Sularla kaçışan ölümler türküsü
Sırdaş olan denizlerin diline
Taşlaşmış hayat ürpertileri ardından
Şekilsiz, oynak ve iniltili
Pembe, daha doğrusu bir çocuk gülüşü renginde
Sevgilimsin , kim olduğunu düşünmeye vaktin yok,yapacak
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Devamını Oku
işleri düşünmekten
Kalabalığın içinde kalabalıktan biri
Gecenin içinde bir yıldız, yitip gitmiş çocukluk gibi
Sevgilimsin,ak dişlerini öpüyorum, aralarında bir mısra gizli
Dün geceki tamamlanmamış sevişmeden
Bu da Attila İlhan'dan bir otel şiiri..
EMPERYAL OTELİ
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sımsıcak bir merhaba diyecektim
başımı usulca dizine koyacaktım
dört gün dört gece susacaktım
yağmur sönecekti yanacaktı
sameland seferden dönecekti
duvardaki saat duracaktı
kalbim kendiliğinden duracaktı
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
emperyal otelinde bu sonbahar
bu camların nokta nokta hüznü
bu bizim berheva olmuşluğumuz
bir nokta bir hat kalmışlığımız
bu rezil bu çarşamba günü
intihar etmiş kötümser yapraklar
öksürüklü aksırıklı bu takvim
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun kanıma girdin itirazım var
sesleri liman sislerinde boğulur
gemiler yorgun ve uykuludur
sabahtır saat beş buçuktur
sen kollarımın arasındasın
onlar gibi değilsin sen başkasın
bu senin gözlerin gibisi yoktur
adamın rüyasına rüyasına sokulur
aklının içinde siyah bir vapur
kıvranır insaf nedir bilmez
otelin penceresinde duracaktın
şehri karanlıkta görecektin
karanlıkta yağmuru görecektin
saçların ıslanacak ıslanacaktı
kış geceleri gibi uzun uzun
tek damla gözyaşı dökmeksizin
maria dolores ağlayacaktı
istanbul'u yağmur tutacaktı
bütün bir gün iş arayacaktım
sana bir türkü getirecektim
kulaklarımız çınlayacaktı
emperyal oteli'nin resmini çektim
akşam saçaklarından damlıyordu
kapısında durmanı söylemiştim
yüzün zambaklara benziyordu
cumhuriyet bahçesi'nde insanlar geziyordu
tepebaşı'ndaki küçük yahudiler
asmalımesçit'teki rum kemancı
böyle rüzgarsız kalmışlığımız
bu bizim çektiğimiz sancı
el ele tutuşmuş geziyordu
gazeteler cinayeti yazıyordu
haliç'e bir avuç kan dökülmüştü
emperyal oteli'nde üç gece kaldık
fazlasına paramız yetmiyordu
gözlerin gözlerimden gitmiyordu
dördüncü gece sokakta kaldık
karanlık bir türlü bitmiyordu
sirkeci garı'nda sabahladık
bilen bilmeyen bizi ayıpladı
halbuki kimlere kimlere başvurmadık
hiçbiri yüzümüze bakmıyordu
hiç kimse elimizden tutmuyordu
ben hiç böylesini görmemiştim
vurdun.... kanıma girdin..... kabulümsün.
ATTİLA İLHAN
yorumlarda sözünü ettiğimiz necip fazılın otel odaları şiirini kıyas kabilinden asabiliriz buraya..
OTEL ODALARI
Bir merhamettir yanan, daracık odaların,
İsli lâmbalarında, isli lâmbalarında.
Gelip geçen her yüzden gizli bir akis kalmış,
Küflü aynalarında, küflü aynalarında.
Atılan elbiseler, boğazlanmış bir adam,
Kırık masalarında, kırık masalarında.
Bir sırrı sürüklüyor, terlikler tıpır tıpır,
İzbe sofalarında, izbe sofalarında.
Atıyor sızıların, çıplak duvarda nabzı,
Çivi yaralarında, çivi yaralarında.
Kulak verin ki, zaman, tahtayı kemiriyor,
Tavan aralarında, tavan aralarında.
Ağlayın, âşinasız, sessiz, can verenlere,
Otel odalarında, otel odalarında!...
NECİP FAZIL
gidilmeyen yerlere gidebilen ürperme üstadının şiirleri...
ölümün kırıntılarından sesler aşıran engin yaklaşım ,şiirin su altında yaydığı titreşim...
valla.. otuziki kisim tekmili birden pehlivan tefrikasida okurum.. albert camus gibi vebali bogucu.. knut hamsun gibi. iki kelimeyi bir araya getiremez kerameti kendinden mennkul sozum ona yazarida..
gercekte kalem hakki ile yazar tolstoy gogol kafka bernard shav gibi dev yani sira merak eder tomas mann de okurum pearls buck necip mahfuzda.. ancak.. iki paragrafda ruhum slkildi.. su yaziyi okuyamadim.. arkasi yarin gibi birde kisim kisim ayrilmis.. yeni moda herhalde..
kanra bey ve sinyali bey yorumundan.. siir basligindan anladigim.. otel siiri..
omru gurbette kirada otel handa gecmis biriyim..
eskiden terminal esenlerde degil topkapida idi.. sirf otelde gecelememek icin.. topkapi sabahci kahvesinde gecelerdi.. gariban gurbetciler.. hamalindan.. insaat amelesinden.. tombalacisi.. tahttakalede eski elbise satani.. sinyalci diye tabir edilen dilencileri.. is icin anadoludan geleni.. corapp satan malatyalisi.. issiz berduslari.. aksaray kucukpazar.. beyoglu.. kasimpasa.. istinye.. her otelini bilirim..
bi donem iranli istilasi.. sonra pakistanli istilasi rus romen istilasi.. bizim yeeli musteri.. ikinci sinif muamelesi gordu..
nasil ankarada ismetpasada tahta kurusuz ev bitsiz otel yoksa.. garibanlarin kaldigi istanbul oteli icinda bitsizi cok azdir.. gerah ankaea konya temiz herkesi almazlar..
konu otel ise.. otele gittim su oldu diye.. guzelce derdini anlatsa.. iyi olurmustu..
mesela camlibel han duvarlarini yazmistir.. size anadoluyu gezdirir.. onyil var ayriyim kinadagindan der marasli seyh oglu satilmis icinizi burar.. bu nasil siir iki satirda beni bogdu.. ben bu dunyanin adami degilim.. insanlar.. seviyor onu okuyor.. benim sorunlu olmam okumama engel.. saygilar..
Otel odalarında yaşamak zorunda kalanlar bu şiir için nasıl yorum yapıyorlar ona bakmak lazım ama nasıl? Araştırmacı yorumculara iş düşüyor vesselam.
Garibanların ve de orta sınıfın otellerde kalması mümkün değil.Ya gece kondularda ya da azami 2+1 ve azami 60-70 m2 evinde geçirir hayatını.Çoğumuz köyden göçetmişizdir,hayalimizde otel odaları yoktur da ahırı kümesi bahçesi olan tek katlı kerpiç evimiz gözümüzde tüter.Büyük kentlerde doğup büyüyenler istisnalar hariç bizim hayallerimizle uyuşan şiirler yazması beklenemez.Vesselam.
İyi şiirler az puan alıyor. İlginç...
çok uzun manzum hikaye. Saygılarımla.
Kısacası edip canseverin bu oteli, zihninde felsefi, tarihsel, sosyolojik, psikolojik sancılar taşıyan bir entelektüelin oldukça öznel bir dille kağıda geçirilmiş bir otel sakininin duygularını içeriyor..
oysa , aynı şairin adını funda oteli koy isimli şiiri bilinen şiir metrajına uygun bir şiir..bu uzunluktan kaçınanlara o şiiri asalım da belki bir synopsis zevki vermiş oluruz okuyucuya ..saygılarımla ve uzattığım için özür beyanı ile okuyuculardan..
Adını Funda Oteli Koy / Edip Cansever
Adını funda oteli koy
Aklından gelip geçen bir yazın
Ve akşam güneşlerinde orda burda
Bir deniz kıyısında, eski bir yıkıntıda
İnce ince gezinen turuncu adamların.
Adını funda oteli koy
Sevdamızın da adını
Ayakları dibinde gün batımının.
Ve ağzında binlerce güneşin tadı
Dilinin ucunda yalnızca kendi adın.
Çünkü sevdikçe beni sen kendini tanıdın.
Hece ve kafiye elbette zordur şiirde, yani hece ve kafiyeli şiir yazmak zordur kabul, ama bence serbest daha zor. Niye derseniz serbesttede şiirin biraz şiire benzemesi için azda olsa biraz vurgu gerek. Yani öyle serbestler varki okurken uykum geliyor.
Bu şiir ile ilgili 32 tane yorum bulunmakta