zıpkın gibi delikanlıydım
başımda kavak yelleri
neyime yetmedi bilmem
memleketimin bir lokma kuru ekmeği
ben mi istedim çekip gitmeyi
yoksa yaşam mı sürgün etti gurbet ele beni
anımsayamadım
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Gurbet sancısı çeken yüreklerin sesiydi duyduğum.. Her ne kadar tatmamış olsam da bu çileyi. Hayal kırıklıklarıyla başlayıp kırılan hayatların hikayesi.. Her iki sokağın yabancısı gibi.
Gurbetin ağır yükü çok güzel dile getirilmiş. Sevgili dostum yürek sesini gönülden kutluyorum. Sonsuz sevgilerimle..
en güvendiğim dostlar
yolunacak kaz gördüler
aldattılar bizi
yüzlerinde en sevimli maskeleri
bizler;
yurtdışında YABANCI
ülkemizde ALMANCI
her ikisinde ÖTEKİ
itilmişliğimin isyanı taştı yüreğimden
parmak uçlarıma birikti
yeter, yeter
Yeteeeeerrrrrrrr! ...
işte…
çekip alıyorum yüzlerinizden maskelerinizi,
siz hep bendiniz,
bendeydiniz,
benimdiniz
ya ben?
ben neden ÖTEKİ? ..
_____________ Gurbet üzerine onlarca şarkı ,onlarca filim ve mutlak kitaplar dolusu şiir yazılmıştır ..her biri ayrı yürek sesi... Sizde yaşamışcasına öyle güzel ve içten yazmışsınız ki yürekten kutluyorum şiirinizi ve sizi Naime hanımcım
...yurtdışında YABANCI
ülkemizde ALMANCI
her ikisinde ÖTEKİ...... Ne yazık ki ....Yürek sesin ve güçlü kalemin daim olsun arkadaşım.. Sevgilerimle +10
Kişi gurbette de, sılada da öteki olarak adlandırılıyorsa o zaman günümüzde gurbetle sılanın pek farkı kalmamış demektir ki ben de bu görüşteyim zaten. Mahmut beyin “gurbet çocukları” şiiri için de bu görüşümü yazmıştım yorum penceresine. Ancak kendisi “demek ki hissiyatımı yeterince anlatamamışım, gurbette yaşamak çok farklı, yaşamayanlar bilmez” diye bir yanıt verdi bu görüşüme. Oysa bir şeyleri bilmek, anlamak için yaşamak elbet önemli ama empati kurmasını bildiğiniz zaman da yaşamış kadar anlayabiliyor, görebiliyorsunuz neyin ne olduğunu. Sizin bu şiiriniz de görüp anlattığınız gibi.
Kutluyorum çalışmanızı sayın Naime Özeren…
işte…
çekip alıyorum yüzlerinizden maskelerinizi,
siz hep bendiniz,
bendeydiniz,
benimdiniz
ya ben?
ben neden ÖTEKİ? ..
Gidişler; hep iyi günler, iyi bir gelecek içindi; dönüşler bilinmezdi; dönmek istersin ama dönemezsin... Sen, bir başka görürsün, başkaları bir başka görür! Gurbetçi, dediğimiz eli öpülesi insanlar; ne mutlu zor günlerin umudu oldunuz... Ötekileştirilmek, ne kadar kırıcı ve ezici olsa da başardınız! Onurlu, erdemli bir yudum yaşamınız, var olun... 10 puan +ant. İyi geceler...
Tam 40 yıl yaşadım gurbette ve hala bir ayağım oralarda...
Çok iyi bilirim gurbeti, zordur...çok zor..
Zaman zaman ben de kaleme alırım gözlemlerimi, gurbeti yaşayan bilir.
Yüreğinize sağlık sevgili Naime hanımcım, paylaşımınızı okuyunca çok duygulandım gerçekten.
Selam ve sevgimle
................
Gurbet Şairleri
ezilenleri
kadere boyun eğenleri yazar
yorgun savaşçılar
hayallerini umuda yüklerken
ürkekliğin en gizemli haliyle
fısıldarlar
o yüzden hiç duyulmaz sesleri!
Nurten Işılak
aslında araya giren uzaklıktan çok maddiyat ayırıyor bağlarını insanların.. araya büyük uçurumların girmesi, yoğunluktan, vakitsizlikten değil de, daha çok yaşayış biçimindeki farklılıkların çokluğundan kaynaklanıyor.. (düzey farklılığından..) birbirine en yakın akrabağlar bile zamanla mesafeyi açtıkça açıyor bu yüzden.. tabi ki bu bir genelleme ve ülkemizde batıya doğru yaklaştıkça bu bağların daha da kopuk olduğunu görebiliriz.. kısaca bu ötekileştirme, yabancı yahut da almancı olmasak da, hepimiz için geçerli olan bir sınıf farklılığı bence....... yaşamın içinden çok özel bir noktaya değinmişsiniz naime hanım.. isyan edilmeyecek gibi değil gerçekten.. teşekkürler şiire, kutluyor, sonsuz saygılar sunuyorum..
Yürekten dökülen derin,candan,bir o kadar gerçek dizeler için kutlarım..Yüreğinize sağlık...
tıpkı bir zamanlar oldukça mutlu ülkesşi ve vatandaşı gibiydi ama şimdi sanki ben türkiyemde yabancı misali çarşıya gidiyorum arabı kürdü zazası ve her türlüsü arıyorum türkü türkiyemde bulması artık çok zor sanki türk türkiyede YABANCI
ellerine yüreğine saglık aziz kalem,
zıpkın gibi delikanlıydım
başımda kavak yelleri
neyime yetmedi bilmem
memleketimin bir lokma kuru ekmeği
ben mi istedim çekip gitmeyi
yoksa yaşam mı sürgün etti gurbet ele beni
anımsayamadım
sanki asırlar önceydi... ------Kısa ve öz olarak öteki olmamak için ya ötekileri kabul edeceğiz yada ötekileri kucaklayacağız , bakın her ne var sa içinde mutlaka sevgi ister, yetmez sevgi dili gerek ,yetmez gönülden ses ister,yürekten ise söz ister delikanlı sözü ,ne ötekilerin yerine sevgi koyalım .ben şiirden çok anlamam ancak hep sırtımızda bir sepet dolusu sevgi taşıyalım bize lazım olmadığında ötekilere ikram edelim . Naime hanım kutların saygılar sunarım çok beğendim şiirinizi.
Anlatı ve ritm...Biri yaşamdan diğeri şiirden !
Her ikisi de bu şiirde birbirine gereksiniyor;ayırmak olanaksız iki eşit öğeyi;önceliği ilkine versek ikincisi küs duracak.
Öyle bir denge kurulmalı ki yalpalamadan ilerlesin lirizm.Koalisyon kurmaktan da beter bir girişimcilik.
Elinizde/dilinizde böyle bir maharet varsa işbaşı yapacaksınız.Bişimsel ustalığınızın sınamasını 'toplumsal gerçekçilik' bulvarından ilerleyerek yapacaksınız.
Gözüpek ve olgun bir sınama için vurguya,tonlamaya ve onların egemenliğindeki bir özgünlüğe ulaşacaksınız.
Bu öykücükler salt bir kişinin değil,bir kuşağın ve o kuşağın devamı olan ikinci ve üçüncü kuşağın da yurtsama/yurtsuzluk; kimliksizlik/yeni kimlik gibi çok boyutlu denklemlerinin hem öznesi olacak hem de nesnesi olacak.Bu karmaşa bir yandan bakıldığında öznelerin safı diğer yandan bakıldığında nesneleri safı şeklinde durarak etkenlik/edilgenlik içerecek.
İç dökme rahatlığında,doğallık ve yalınlıkla yazılmış bu şiirde 'içini dökemeyen' kimlikler olduğu kadar'içini dökmenin bir fayda sağlamayacağına inananların' da yaşamlarından kesitlerin olduğu bir gerçek.Yaşamın dinamik bozulmuşluğuna karşı yine de insanca olana umudu ve çağrıyı ayakta tutan bu şiirde, bizden birilerinin bizden ıraklaşışlarının somut yaşam öğelerini görmekteyim.Bu perspektif 1960'lı yıllardan başlayarak ülkemizin çeşitli mekanlarında kurulu beyaz perdelere kopyalarıyla yansımakta.Bu şiir,yarım yüzyıldan beri tanık olunan o başat gerçeğin içten bir itiraf tonlamasıyla lirikleştirilmiş dramatik biçimidir.
Kutluyorum Efendim.
Erdemle.
Bu şiir ile ilgili 93 tane yorum bulunmakta