zıpkın gibi delikanlıydım
başımda kavak yelleri
neyime yetmedi bilmem
memleketimin bir lokma kuru ekmeği
ben mi istedim çekip gitmeyi
yoksa yaşam mı sürgün etti gurbet ele beni
anımsayamadım
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
şiirler vardır, hem yazarını hem okurunu düşündürür! bu şiiri okuyunca niçin bunları yaşıyoruz? Sağlam ve tutarlı hakikati yansıtan bir şiirdi.Bir kaç kez okudum ve düşündüm: NEDEN? OLGunlukla yazılan değerli bir eser olmuş. zevkle okudum. tam puan +ant kutluyorum. selam olsun.
Evet memlekete hasret dolu dizeler
okurken benide yıllar öncesine getirdi
anılarımı hatırlattı. Yüreğinize kaleminize sağlık ben çok beğendim SnNaime hanım tam p. 10 la sevgi ve selamlar Hemşerin Hikmet Atiş
İşte şiir... 'Unutulmuşların', adı 'Gurbetçi'ye' çıkmışların şiiri...
Bugün benzer bir şiirle karşılaştım.. Arada kalan, ne Almanya'ya, ne Türkiye'ye mensup olamayan çocuklarımızı anlatan bir şiirdi...
Genç yaşlarda görev yaptığım için Almanya'da, o çocukları 'iyi bilen' birisi olarak yorum yazmıştım... Belli ki değerli şaire de okumuş, hikayesine de eklemiş ve etkilenmiş aynı şiirden...
İşin bir de 'geneli', genç, orta yaşlı, yaşlıca olanlar da var Almanya'da ve diğer Avrupa ülkelerinde... Hatta bir ömrü orada tamamlamış olanlar var... Dile kolay, 60'lı yıllarda gitmişler, yarım asırdan fazlasını o ülkelerde geçirmişler...
Olayı iki farklı cepheden değerlendirmek gerekli... Şiir de onu yapmış zaten..
Almanya'da çalışan birine Türkiye'den bakmak, bir de çalıştığı ülke gözüyle... Öyle bir tezat çıkar ki ortaya... Türkiye'den bakan imrenir, 'ben de gitseydim' oralara der, çok kazandığını, lüks içinde yaşadığını düşünür...
Bakış bu olunca, 'nasılsa parası bol, bize de düşer ucundan' denir, kandırılır, pohpohlanır, 'kendi yurdunda soyulur' işçi/gurbetçi...
Ya Alman nasıl bakar?
'Benim yapmak istemediğim tüm pis işleri yapan adam' diye bakar önce... Sonra da sığıntı, gelip ülkesinde iş ve para bulmuş biri gibi... Az kriz çıksa, iş yerleri kapansa hemen 'TÜRKEN RAUS!' çığlıklarıyla kovulması gereken, var olan işlere ortak, kendi işsizliğinin nedeni gözüyle...
Artık 'kültürel çatışmalar', birbirine katlanamamalar, ülkesi için tehdit algılamaları, 'gettolaşma' gerçeği sorunun diğer ve de asıl boyutudur...
Gurbetçiyi anlamak, hangi şartlarda çalıştığını, nasıl kendisinden, hatta inancından, kültüründen, dilinden ödünler verdiğini bilebilmek için, gittiği ülkenin 'içinden' bakılmalıdır... Yoksa anlamak asla mümkün değildir...
Yaşadığım, hatırı sayılır bir süre Almanya'da görev yaptığım için biliyorum... Ve her izne gelişimde söylediğim bir söz vardır, gurbetçiler için...:
'Size bir çay bile söylese, mutlaka helal ettirin! Hangi koşullarda para kazandığını bilseydiniz, cebinizde para olmasa bile, çayı siz söylerdiniz...'
İşte gerçek bu...
Gerçeği çok iyi anlatan sıradışı şiir için değerli Öğretmenimi içtenlikle kutlarım...
Bu şiir ile ilgili 93 tane yorum bulunmakta