Mütekabiliyet esasına göre bir kullanım değeri üretenlere karşı başka bir kullanım değeri üretenler vardı. Buğday üretenlere karşı kundura üretenler gibi. Bunlar üretim hareketi içinde birbirinin tümle yenleriydiler. El mantıklı sahiplik içinde de mülkü olanlara karşı, mülkü olmayan kölelerin çalışmaları; mülke karşılık birbirini tümleyen, sömüren üretim hareketine dönüyordu.
El atfı içinde mülkün (mülk sahibinin) çalışmaya duyduğu ihtiyaç nedeniyle mülk tümlenen, mülkte çalışan köle de mülkü tümle yendi. Çalışacak köle emeğinin de üzerinde çalışacağı bir çalışma nesnesi mülke ihtiyacı vardı. Bu durumda da çalışan emek tümlenen, mülk te tümle yendi. Yani biri diğerinin hem tümleyeni hem tümleneniydi.
Bir üretim hareketi ya da üretim gücü; üzerinde çalışılan ve alet olarak kullanmakla birlikte çalıştığı üretim nesneleri ile üreten emek gücü gibi öznel girişmelerden oluşur. Kolektif sistemde nesnel olan ile öznel olan üretim gücü; kolektif kullanımlı sahiplik olmakla, kolektif bağ üzerinde birbirinin hem tümleridirler hem tümle yenidirler. Böylece kişi çalışacağı emek gücü kadar bir iş bölümünü sahiplikle kendi üzerinde kendisinin tümle neni ve tümle yenidir.
Groteskilik yazımda belirttiğim gibi, olgu ve olaylar yalıtımlı bir en az dış dünya bağıntısıyla tümden kopan gerçekleşmeler olmakla; olaylar dışta birbirine bağlanmaya hazır birbirinin tümleyeni ve tümle neni kıyaslamasının öğrenilmiş aktifliğiyle olurlar.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta