Kölelerin doymasına karşılık, daha büyük oranda da efendi yararına, efendi mülkü içinde çalışma zorunluluğu; çalışmayan mülk sahibi efendi iradesine karşılık geliyordu. Sistem çalışmayanı, çalışan ile mülk sahipliği hilesi üzerinde sübvanse ediyordu. Ve yine köleci sistem, sahipliği olmayanların çalışmasını; sahipliği olanların tümle yenleri (tümleri) kılıyordu.
Köleci toplumdaki üretim sonrasını mülk sahipliğine göre paylaşmanın kişi sahipli çevrim, takdir edemeyenlerin bilmezliği oluyordu. Bilmezler takdir edenler tarafından bilinçli ve kasıtlı kotarılan bir illüzyonla sömürülür olmaktadırlar. Köleci sistem üretenleri köle yapmıştı. Oysa toplum üretenlerini genel yararla, genel yarara göre tümleyen ve herkese göre paylaştı yapmanın parça durumuyla genelden özele, özelden de genele olan yalıtımlı bir yapıydı.
El manalı inşa sisteminin içindeki toplum kolektif olarak üretimini yapar. Kolektif olarak üreten toplum bu kes de, üretilen içinde üretenlerin yetenek ve ihtiyacına göre pay almalarını gözetmesi gerekirken, üretenler paylarını böyle almazlar. Üretenlerin, üreten yeteneğine göre ve üretenin ihtiyacına göre pay alamamaları nedenle sistem El manalı anlayış içine sıçrar.
Çalışan kölenin payı, kölelerin ölmeyip te yarın yeniden çalışacak durum içinde olabilmelerinin en az beslenme ile yetinmelerinin içinde olurlar. Bu nedenle "kölenin payı: zorunlu bir en az sahiplik koşulu içinde aldığı; rızktır. Boğaz tokluğudur. Veya yarı aç, yarı tok durumladırlar".
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta