İnciydi yağmur damlasındaki pırıltı
Latifti, masumdu, mahzundu
Kardelen kadar beyaz, sultan gibi mağrurdu
Nergisler kokuyordu ruhunda
Umuttu, cândı,cânândı
Rüyalarda görülesi, gülümsüyordu...
İnci pırıltısıydı sanki
Leylin koyuluğuna inat...
Kelebek kanadında yürür misali
Nazenin perileri kıskandırarak,
Uçsuz bucaksız güzelliğiyle
Ranayım diyordu, doğruydu elhak...
İncinin pırıltısını söndüren
Lanetlerin en ağırına uğramalıdır.
Kalbinden bir zerreyi inciten
Nârın en sıcağına hapsolmalıdır.
Uğruna dökülesi tüm gözyaşları
Rânâyı inciten gülmemelidir...
Bu, inci pırıltısının raksıdır,
Bu, inci pırıltısına yazılmış şarkıdır...
Parladığın günden beri, inci pırıltısı
Ne güneşin ziyası kaldı ne gökkuşağı
Seni kıskananlar bir bir terk etti diyarı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!