Zor ayrılık çıkmaz içinden.
Bir an geçersin kendi kendinden.
Unutursun her şeyi onun derdinden.
Mecnun olup düşersin çöllere! ! !
Kalbim seni sevdiyse sucum ne benim,
Gecem de gündüzümde sen varsın.
Bir güneş gibi, nefes gibi doldun içime
Adını söyleyen diller utansın...
Ölümde olsa cezası hep seveceğim seni.
Kayseri’den çıktım yayla yoluna
Yayla çeşmesinde dellendi gönül
Yeni köyde girdim yârin koluna
Erkilet bağında sellen’di gönül
Yârimin balından yedim ballandım
MİZAN
Yok, olan benliğim gibi yitip gitsin bu adım.
Hak yoluna uçar iken kırılır ise kanadım,
Yas tutmasın arkamdan; anam, babam, evladım.
Mahşer-i alada,
Bir kız gördüm o değirmenin taşında.
Henüz on dokuz yirmi birli yaşında.
Sanki bir mızrak var hilal kaşında.
Yollara baktıkça arıyorum ben seni...
Kalbim de aşkın yarası durmaz kanar.
Yine sensizim.
Gözlerim seni aradı,
İzini buldum sandım.
Seni rüyamda gördüm.
Bugün,
Gözlerimden akan yaşlar yağmur oldu.
Hani sen söz vermiştin; gülecektin?
Sen ölünceye kadar sevecektin?
Benim gözyaşlarımı, silecektin?
Acılar’ın sinemi dağlamasın...
Hani
Ojeli parmaklarını öpsem..
Bir zamanlar boynuma dolanan kollarını tutsam
Assam semanın tavanına
Hani diyorum
Sen giderken yüreğimden
Bir ilahi var gözünde, kaşında...
Yüzüne aşık oldum,on beş yaşında...
Hocam soru sordu,kaldım tahta başında.
AŞK mektubu yazamadan yapamadım dersimi.
Yüzünde gamzeleri,hep gülüyor..
Dün gece:
Evimizin etrafında dolaştım,
Yine hayaller kurdum,
Saçların beline dökülmüş.
Yüzün aydınlık,
Gözlerinde o ışıltı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!