Kokusu gül kokusu
Baharla açan.
Baharların en tazesi gülüşü.
Bir sögüt gölgesi kucağı,
Yaz sıcağında ılgıt, ılgıt huzur dolu.
Kor gibi düşer yüreğe göz yaşı
Ben sinamacı olmalıydım aslında
Filimler çekerdim sonları mutlu biten.
Tiyatrocu olmalıydım aslında
Oyunlar sahnelerdim şen, şakrak sürüp giden.
Bir ressam olabilirdim aslında
Ne resimler çizerdim,
Aslında hep yoktun
Seni hiç saramadım.
Hiç ağlayamadın aslında
Hiç uykusuz kalamadım.
Gonca gülüm,
Hiç açmadın aslında
Bir sabah.
Bir sahra sıcağı.
Ve umutsuz bekleyiş
Sabahın serinliğini.
Ve bir hançer yürekte
Ölçmekte derinliğini
Tarih bin dokuz yüz altmış sekiz
Temmuzun on yedisi.
İki katlı tahta evin üst katında
Bir çığlık sesi.
Odada;
Bir ebe, bir oğul ve onun annesi.
En son oğustosun on altısında ağladık.
Yıkılmadan bir gün önce.
Yıkıldık beraberce
Sonra;
Koca bir hüznün ortasında kalktık.
Sevindik kimimiz ölmedik diye,
Yaşamak sana sarılarak bir bank’tan,
Bakmak İstanbul boğazına.
Ve boş vermek
Hem boğaz’a hemde İstanbul’a…
Yalvardım bu sabah seher yeline
Selamım yarime ulaştır diye
Yanıpta tutuşsam kül olsam bile
Çok zormuş meğerse yare ulaşmak
Bilsemki yar bugün beni düşündü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!