1.1.1960 tarihinde Malatya'ya bağlı Hekimhan ilçesinde doğdu.Küçük yaşlarda şiir yazmaya başladı.Şiirlerinin bir kısmını besteleyip seslendirdi.
Aynı yaşlarda aşçılığı meslek edindi.Askerlik görevini yaptıktan sonra,bir kamu kurumunda çalışarak emekli olan Kaya
Kültür bakanlığı aşıklar ve ozanlar listesinde kayıtlı olan Kaya
4 çocuk Babasıdır.
Eserleri
Osman Kayanın yayınlanmış eserleri
2004 - Solgun Çiçek Şiir - Malatya
2006 - Sıla - Şiir - Malatya
2008 - Barış Gülleri - Şiir -Malatya
2013 - Şafağı Bekleyen Güller - Şiir - İstanbul - Bengisu yayınları
2015 - Yavrum - Şiir - İstanbul - Bengisu yayınları
2016- Malatya'nın Gülleri - Şiir -İstanbul- Bengisu yayınları
2016-Güllerden bir demet - İlahi-İstanbul-Bengisu yayınları
2016-Sıla 2.baskı-Şiir - İstanbul - Bengisu yayınları
2018-Albayrağın Gölgesinde - Şiir-İstanbul-Bengisu yayınları
Elazığ Fırat Üniversitesinde lisans tezi ve yüksek öğrenim lisans tezi de yayınlanan Kaya şiir yazmaya devam etmektedir.Ayrı yeten Malatya Arapgir Postası gazetesinde şiirleri düzenli olarak yayımlanmaktadır.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!