Ayrılıp gittin sonsuzluğa
Daha gelmedik yalnızlığa
İnceden kar yağar üstüne
Limon çiçeği koy göğsüne
Ne mektubun geldi ne de selamın
Benden gayrı daha dost bulamazsın
Dillerin lâl olmuş yok mu kelamın
Benden gayrı daha söz bulamazsın
İsmine şiirler, şarkılar yazdım
Şefkat rüzgârları eser Anadolu Yakası’nda
Gelenlere kucak açar benim canım Ümraniye
Nice milletler geldi geçti şu rahmet deryasında
Gidenlere mendil sallar benim canım Ümraniye
Şanlı tarihin mabedinde, kalelerinde gizli
Âdem’le başlar benim yasaklı şiirim
Bir elmaydı sebep yeryüzüne inişim
Umudun adıdır hiç batmayan güneşim
Aşkından gün yüzüne çıkan kardelen benim
Bir ihtiras uğruna ateşlere atıldım
Şeytana aldanıp kovulunca cennetten yeryüzüne
Yayıldık dünyaya Âdem’le Havva’nın hanı biliriz
Bir temaşa olur konargöçeriz aldanma nefsine
Hakk yolunda isen âb-ı hayat içmesini biliriz
Kin, nefret, düşmanlık..ölünce geriye kalır tortusu
Ölmeden ölenlerin destanıdır Çanakkale
Boğazı kızıl toprağın kanıdır Çanakkale
Gemiler yanaşır boğaza içi habis dolu
Kirletecekler vatanı uyan ey Anadolu!
Avustralya, Zelanda bilmem dünyanın neresi
Çanakkale size mezar, yoktur bunun çaresi
Kışa dönmüş baharı görünmez gayrı güneş
Aksa’ya kan sıçramış, cennette yanan ateş
Savrulan küllerden geriye kalan tek kardeş
İnsanda yok olan vicdanın adı Filistin
Rahmet deryasının yetim katresinde yaşlar
Zarar görmesin diye saçının bir teli
Titrerdim üzerine mahzun Yusufeli
Seni benden alacaksa dünyanın seli
Bende seninle taşayım söz Yusufeli
Medeniyetlere her dem kapını açtın
Bir sonbahar ayazında dünyaya düştüm
Kör çiçek yüzünden açmayan güne küstüm
Gözlerimi yumarken kırmızıyı seçtim
Karanlıkla göbeği kesilen bir benim
Sol yanım kapalı, sağdan bir umut bana
Kâinatın topyekûn Türklerle savaştığı bir kış
Ölümün soğuk, ölünün buzlaştığı Sarıkamış
Sonu gelmez bir yürüyüş Allahüekber Dağı’na
Güneşi görmekti umut, çıkılmaz belki yarına
Düşman dayanmış çizmesiyle kalpleri nefret dolu
Basacaklar aziz vatanı uyan ey Anadolu!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!