1952 ilk yazında Kırşehir'de doğdum.İlk-orta-liseyi de burada bitirdim.1977 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü türkçe bölümünden mezun oldum.1991 yılında da Eskişehir Açık Öğretim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisansımı tamamladım. Nevşehir, Kırşehir ve Ankara'da öğretmenlik yaptım.En son, Ankara-Anıttepe Lisesi'nden 2003 yılında emekli oldum...Şimdilerde de şiir birincil uğraşım...Eski karalamaları gözden geçirip, şiirden adam etmeye çalışıyorum. Kendime başarılar diliyorum(!)
Günahlar rahme düşünce mutlak doğarmış
Ve sadakatın son kaleleri de düşermiş
Bir ılık,bir sessiz,bir kızıl sızı
Alev alev sararmış gönül tahtını
Deminden buharlar çıkan
Artık badem ağaçlarının gölgesi yoktu
Şimdi devasa TOKİ'lerin gölgesinde
Yapıyordu çocuklar kardan adamlarını
Gökyüzünde bulutlarla kovalaşan bahar rüzgarı
Otobanın lastik uğultularında kaybolmuştu
Yine de bir ibibik
Düşlerim cebimdeki son bozukluklardı
İçim aşkın çığ yüklü korkusuyla dolu
Tek barışık dostlarım acılarımdı
Gözyaşlarımdan başka yakınım yoktu
Sessizliklerdi öz kardeşlerim
Vapurlar adalarıma yalnızlık türküleri taşırdı
Kavakların sevgi tohumlarını dünyaya saçtığı
Güneşin gölgeleri ısıttığı bir kuzu mevsimiydi
Seni tanıdığımda
Ezan seslerinin suladığı birer fidandık ikimiz de
Ve benim gönlümün bam teline ilk sen dokundun
Ve senin gözlerin güneş tadında sarıydı
Gönlünün kış yanına yaslayacağım yüreğimi
Sıra sıra karlı kayınlara inat
Nazım'ın ormanından çıkıp sana geleceğim
Günahlarının zehri damarlarımda dolaştıkça
Sevaplar işleyeceğim
Günahlarına battıkça
Yollar ölü aşklarla doluydu
Geç kalmışlıkların dramıydı yaşadıklarımız
Suyu çekilmiş bir gölde yüzen ördekler misali
Kara kışın beyazına saklanmıştık hepimiz
Düşlerimde bile gelemezken yanına
Ebabillerin saldırdığı akşamlarda
Güneşin üfürdüğü kızıl akşam yeli
Geceyi çalardı rüyalarımıza
Oysa biz
Geceye karşı gelen ateşböcekleriydik
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!