Ver bi cigaralıkta içelim Osman abi
Mapushane günlerimiz geldi aklıma
Burnumda kurumuş kan kokusu
Ve sızım sızım sızlayan yaralı yanlarım
Nasıl da dayak yemiştik seninle hatırlıyor musun
Üç gün üç gece kan kusmuştuk
Ardından oturup hüngür hüngür ağlamıştık
Ah ah Osman abi
Aç günlerimiz de beyaz leblebi yemekten
Midemize kramp girerdi
Biz yinede ses çıkarmazdık
Üç beş kuruşumuz olsa çarşıdan
Bol bol tütün, gazete, mecmua
Birde kitap satın alırdık
Gece mum ışığında saatlerce ben okur yazardım
Sen dinlerdin, en azından uyumazdın
Çocukluk anılarını anlatırdın
Yirmi beş kuruşa iki simit bir gazoz aldığın günlerini
Karını çocuklarını kanserden ölen ağabeyini
Ve ilk aşkın Aysel’i
Aysel…...
Ne zaman onun adını ansan
Gözlerinin içi parlardı
Anlata anlata bitiremezdin
Kızıl saçlı Aysel’i
Nasılda sevmiştin sen onu
Biz içerdeyken birkaç kez
Ziyaretine gelmişti
En sonunda o da pes etti
O da vefasız çıktı diğerleri gibi
Benimkisi desen aynı
Şebnem koymuşlar adını
Nerden bilecekti anası babası
Onunda vefasız olacağını
O da beş paraya sattı beni
Oysa ben onun için ölümü omzumda taşıyordum
Paslı kurşunum halen duruyor
İlk günkü gibi yerli yerinde
Ve yüreğime vuruyor sancısını
Ah, ah Osman abi
Çoğu zaman koğuşumuzda
Battaniyemiz bile olmaz
Üstümüz açık yatardık seninle
Ve çıplak ayak volta atardık avluda
Korku sırtımızda,
Çatlak, kırık, dökük duvarların
Uğultuların arasında üşürdük
Ve hayata küskün beklerdik ölümü
Ne taka sesleri
Ne de dalga sesleri vardı
Oysa biz ne çok severdik bu sesleri
Dünyanın bütün kadınları dışarıdaydı
Biz erkekliğimizle bir başımıza beklerdik
Bekledik hep bekledik
Ve okşardık aynada ki suretimizle
İri memeli esmer kadınları
Ve bulanık sonsuz aşkların uzağında
Hüznü okşardık
Saat 9
Gün 6
Yıl 1999 idi ve aylardan nisan
Güz bitmiş bahar gelmiş
Biz yinede ağıt yakardık
Ah edip ağıt yakmakla geçti ömrümüz
Boğulurduk
Uykusuzluktan yorulurduk
Boş bakışlı, deli dolu bağırırdık
Bir kemancı gelmişti koğuşa
Sıyrılıp giden parmaklarından
Ağlardı keman
Ağlardı volta attığımız bahçemizdeki söğüt
Ağlardı koca kömürhan
Kemancı her kemanı çaldığında
Beni alır götürürdü Kömürhan’a
İşte bende o zaman orada ağlardım
Ah, ah Osman abi
İçimizde ki yaralar
Usumuzda ki düşlerle irkilirdik sesinle
Yitirdik bir anda olsa kendimizi
Ve hüznümüzü gömdüğümüz
Büyülü mezarlarda
Elbet sevgi vardı gözlerimizde
Gözlerimizde uykusuzluk
Ve gözlerimizin çıkmazları
Varsayalım dünya çok küçük ve çok güzel
Varsayalım yüreklerinde sevinç insanların
Varsayalım dipsiz güzellikler var
Ne var,ne çıkar bundan
Ah, ah Osman abi
Benim bedelli yalnızlığım
Örselenmiş aşklarımın
Ve göğsümdeki çiğ damlalarının
Ve kuru yaprak tadında ki tenimi
Ve çatlayan ellerimi
Ve otuz yıllık kırışıklığıyla anlımın
Ve kıllı
Ve göbekli
Ve kalın kaşlı ömrümün
Hüznü ve ürkekliğine denk
Üşüdüğüm,ürperdiğim
Ve soluğum da
Nefesimin buharlaştığı
Titreyen bedenimin
Yatay ve dikey eksenlerinde
Ve ayıp sözler suretinde
Tutucu yanlarımı bir kenara bırakıp
Teri soğumamış sancılı yanlarını
Ve yazılarımın,yazılarımın anlamını
Çözemiyorum,çözemiyorum Osman abi
Ah, ah Osman abi
Vay babam
Senin tedavülden kalkmış gülümsemelerini
İri noktalı virgüllerde
Meşru bırakıp
Hayatın son pozunu talan eden o gençliği
Dinledikçe senden
Sızlıyor içim
Ve hep sesli harfler
Satın alıyorum senden
Şakaklarım da ter
Ben hep seni dinliyorum
Ve soluyorum bu koğuştaki bu kirliliği
Oysa senin yanın sis kokuyor ve rengi beyaz
Ah, ah Osman abi
Kırkikindi vakti
Sakallı ve kurak günlerimizde dahi
Modası geçmiş
Eski yamalı ceketlerimiz sırtımızda
Gurur duyulan alkışlanan
Tanıdık yüzlü insanların
Çığlıklarıyla
Geride
Çamurlu patikalarda
Bıraktığımız ayak izlerimizi
Ve demir kapılı
Bu köhne mapushanede
Çoğalttığımız
Biriken dertlerimiz
Ortak bir anlamı var,var olmalı
Anlattılar
Anlattılar
Hep anlattılar
Dinledik
Ne çıkar
Öyle dediler inandık
İnandık be Osman abi
Hiç güzel olmayan
Acı bir hayat yaşıyordu insanoğlu
Paylaşmayı,anlaşmayı,özveriyi
Taşımıyorlardı göğüslerinde
Oysa bizi yaşamaya bağlayan
Törpülenmiş sinirlerin
Ve melankolikliğin
Demir parmaklıklar arasında ki
Sitemli bekleyişleri
Ve biz seninle
Uluorta konuşulan mevzuları
Olağan öykülerle süslemiyorduk
Ve illegal gülüşlü
Popüler insanların
Eski kimliklerinde ki
Biçimsiz
Ve agresif yanlarını
Trajik öykülerle anlatır
İnsanların bu küçük öykülerden
Ders almasını sağlardık
Ah, ah Osman abi
Bilge kalpazanların
Ve bilge fahişelerin devrinde
Dip not sevdaların
Yalanların
Sahteliğin resmiydi
Her bir fotoğraf
Ve hüküm sürmüş tanrıçaların
Marabaların
Ve cinsel deneyimlere
Malzeme olan kadınların
Suçu neydi,suçu neydi Osman abi
Her neyse
Biz seninle acılarla yaşamayı
İçimiz kan ağlarken gülmeyi
Yanık türküler dinlerken sessizliğimizi
Ve tel örgülerden
Bakarken iç çekmeyi öğrendik
Ve sustu;
Bunca yıllık suskunluğuna rağmen
Yine sustu
Baktı;
Geride bıraktıklarına
İki kız çocuk
çıplak
ve saçları sarı
Ağladı;
Hayatı susmak ve bakmakla geçmişti
Ağlamaktan daha güzelini bulamadı
Ve gitti;
Bir daha dönmemek üzere
Beni böyle boynu bükük
Bırakıp gitmek var mıydı Osman abi
Hadi ver,ver bi cigaralıkta
Yakalım Osman abi
Kayıt Tarihi : 6.3.2005 04:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!