Örmüşsün ağlarını betona demirlere
Bir kedinin gözleri bedeldir ömürlere
Gece vakti ne arar bu ruhumun çilesi
Senden ikram isterdim duyabilseydim sesi
Bir bahçenin ardında beyazdan kelebekler
Duvarların ardında ten renginde benekler
İçi saklı da olsa gece ayda parlıyor
Bu ruhumun çilesi göğü aydınlatıyor
Kafiye sesi kesmiş ocağını söndürmüş
Gazdan yanan lambayı bir ampüle döndürmüş
Aynalar parıl parıl billurdan bir kafeste
Dertleri ayrı ama hepsi aynı nefeste
Ben kapının içinde kapı evin içinde
Seslerini duyarım ben kendimden geçince
Ne gecede kalırım ne gündüzü beklerim
Tan yerinin yurduna yavaşca emeklerim
Ayaklarım yatakla çekmeceyi bağlarlar
Örümceğin ipliği dimdik durmamı sağlar
Ben ne kadar cahilsem sen o kadar bilgesin
Ruhumun aynasında en hakiki bölgesin
Dur durak bilmesende gönlüm sana kayıyor
Bildiğim tüm sayılar sana kadar sayıyor
Bir iki üç dört ve beş altı yedi ve sekiz
Sonsuz sayının sonu sessizlik ve büyük giz
İnimden çıkmak için seni bekler dururum
Bahaneler ararım yalanlar uydururum
Hiç bir kadın veremez senden aldığım zevki
Hiçbir lisan kıramaz sana duyduğum şevki
Hiç Kimsede yoksun sen bende olduğun kadar
Hiç Kimsede sende yok benim olduğum kadar
İkimiz sırdaş dolu bir sandığın süsüyüz
İkimiz saksıdaki yalnızlığın küsüyüz
Emre Gökdemir 2
Kayıt Tarihi : 14.10.2022 17:36:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!