Örslerde Döverdik Sevdayı

Selahattin Yetgin
1613

ŞİİR


34

TAKİPÇİ

Örslerde Döverdik Sevdayı

Esrik bulutlar kutsamış yılların bükemediği yüreğimizi
Biz içimizdeki kapıları, hoyrat ve asi vedalara kapattık
Geceleri yeniden türeterek hızla akan zamana direndik
Sabrımızla okyanuslar geçtik, sonsuzluk gölüne geldik.

Soluk benizli yorgun gemiler getiriyor rüzgârın. Mavi kirpiklerine unutulmaz sevinçler yüklemiştim yanımdayken. Savrulan saçlarında hüznümü sorgular, kaçamak bakışlarında yüreğine gıpta ederdim. Toprak önümüzde tavlanır, derinliğini hesaplayamadığımız iklimlerde yaşanmamışlıklarımızı sorgulardık. Vakitsiz buluşmaların sararmış yüzlerini birlikte okşar, bizi aldatmayan bütün sözcükleri gecelerimize sererdik.
Her yanlış anlatıdan sonunda yine kendimize dönerdik, yaşamı yeniden kucaklamak için. Öfkemiz köpürdükçe yüreğimizi dinler, dökülen çiçeklerimizin yapraklarından yeni sevinçler yaratırdık. Yüreğimizdeki imbiklere sevgisizliği yükleyerek parmaklarımızdaki çizgilere dalardık. Utangaçtı bakışlarımız, aldatıcı düşlere aldırmaz, kendimizden başka hiçbir yurtta barınmazdık. Göçebe bir zemheriydi tutkunluğumuz, duyarsız yakıştırmalardan sıkılırdık.
Yüreğimizdeki ekşimiş mayalarla ilmek ilmek sevda dokur, ruhumuzdaki alevlere her gece döşek sererdik, biz yalnızlığın atar damarlarına dolandıkça. Kısık alevlerde dilimizin duldasına kemirgen öpüşler yükler, ucuz yalanların söylendiği gecelerin ardına gizlenmezdik. Şafak habersiz doğardı üzerimize, akrep ve yelkovana hiç aldırmaz, kötürüm ayrılıkların şehirlerini hiç konuşmazdık.
Hoyrat vedaların saatleri çalardı yine de, yüreğimizi sonuçsuzluk incittikçe. Örslerde dövdüğümüz demirler soğur, gerçeğin katranıyla yüzümüzü boyardık. Gönül yapılarımızın harcını bahçemizde kurumaya terk eder, defalarca gelip geçtiğimiz aşkın saraylarında kendimizi kaybederdik. Hüzün dolardı odamızdan içeri, sırlarımız sağanaklara tutulur, moraran gözlerimizle hasret şiirleri yazardık.
Kırık bahçe duvarları gibiydik birbirimize bir zaman. Geceleri tütünler ufalardık sararmış avuçlarımızda. Durgun akardı sular, gitmek istediğimiz ülkelere ulaşamayacağını bilirdik. Vız gelirdi yine de, en sevdiğimiz kuş bülbüldü, güle vefasız tünese de. Hasıraltı ettiğimiz tutkularımızın yarına odaklandığı gel/git/lerde ezgiler diktirirdik terzilere. Uzaktan baktığımız, açılmaktan korktuğumuz deniz hırçın dalgalar taşırdı içimizin menzillerine.
Boş tencerelerde umut karıştırmaktan arta kalan zamanda, hanlara, hamamlara yolculuktu yaptığımız kutsal şey. Kara dağların sığıntılarında izlerdik avuç içi kadar dünyayı. En çok ağlayışlarımızda tanırdık birbirimizi ve en çok hayata yazdıklarımızda yüreğimizi okurduk. Saçlarına çiçekler takardım o an, saçında durmazdı gözlerimiz gözlerimize kapılınca. Yan yana yürürdük, acımasız dönerken dünya.
Sevdanın cevizden yapılmış beşiklerinde sallanıp günlerce, kinsiz, öfkesiz sağrılarımızda mektuplar yazdık aşka yıllarca. Hasret en çok geceleri vurdu can evimizden, dizildik hatıraların safına, sessiz çığlıklarla. Elimizdeki son yaz gülleriyle gökkuşakları indirdik zamansız göklerden. Kimi ölmeye yattık uyanamadık, kimi de masum bir bıçaktan damlayan kan ile bedelle sorgulandık.
Merhaba dedik, her doğan günün ışıltısında dünyaya. Yanan bir türküde düş olduk, içimizin kurak kalmış sancılarıyla bozguna dolduk. Önce gözlerimiz sürgünlere fişlendi, sözlerimizi gizledik, gömütlüklerde kırgınlıklarımızı biledik ve sevdalı kaldıkça bu çelişkiler yumağını içimizin cennetinde dişledik. Firariydi düş vurgunluğumuz, sırtını sıvazlayıp ayrılıkların çoğu kez, tükenişin yolunu adımladık.
Ayrı kentlerde çoğalarak korkularımıza yeni adresler arıyoruz hala. Dipten tırnağa duyumsanan bir sevdanın alaca karanlık kuşaklarını yeni açtık daha. Ruhumuzda korlansa da yalnızlığın ateşi, yangınlarımızdır en ulaşılmazlara gömdüğümüz. Yüzümüz toprak kokarken seçilmiş sözlerden kuleler kurarak büyümeyi seçtik biz. Umarsızlığımızın umulmadık sınırlarında sevdayla kuruyoruz şimdi imgelerin en güçlü imparatorluğunu.

Selahattin Yetgin
Kayıt Tarihi : 5.10.2006 21:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Kimi kazanılmış, kimi yitirilmiş, kimi de hiç ulaşılamamış sevdaların durağıdır bu dünya. İnsan görebildiği en uç yerleri hayalinde okşarken, aslında şair olduğunu unutur. Ancak her insan şairdir, her şair mutlaka şiirdir…

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Ayşe Eren
    Ayşe Eren

    'En çok ağlayışlarımızda tanırdık birbirimizi ve en çok hayata yazdıklarımızda yüreğimizi okurduk.'
    sizin gibi kalem ustası bir yazarı,şairikeşfettiğim için çok mutluyum..kutlarım sizi sevgili S.Yetkin

    Cevap Yaz
  • Aysen Gencer
    Aysen Gencer

    OFFFFFFFFFFFFFFFFFFF......................ne okumaktı, ne yazıydı, 'Kırık bahçe duvarları gibiydik birbirimize bir zaman.'
    tebrikler
    ayşen GENCER

    Cevap Yaz
  • Cömert Yılmaz
    Cömert Yılmaz

    Duygularınızı kağıda dökmeyi çok iyi biliyorsunuz sayın Yetgin

    Tebrikler
    Selam ve saygıyla

    Cevap Yaz
  • Kazim Uzun
    Kazim Uzun

    Çelik gibidir sevdamız.... Yüreğine ve kalemine sağlık Selahattin bey, tebrikler... Sevgi ve saygıyla...

    Cevap Yaz
  • Hatice Kuzu
    Hatice Kuzu

    Kaleminize sağlık...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (5)

Selahattin Yetgin