örselenmiş ğöğsümde kızıl gonca ağıdı
giderim rüzgârın önünden savrulan yapraklar gibi
yokluğun pençesinde tutuşurum ateşin nârında aslına dönen aciz kulum
bıraksınlar kendi halime çöllere sürülmüş dikenler gibi serap görsem ağlarım
haydi usanmayın soğuk sular doldurun karanlık kuyulardan içeyim tadı ölüm gibi
aşkı dilinden düşürmeyen bülbüller gibi
susmaz artık hiç avazım
çığlık çığlığa
yâr benden öte çevirmiş yüzünü
dolansam etrafında çepeçevre görmez hiç kilit vurmuş kalbine
kirpiklerinin arasından kayan yıldızlar gibi düşerim sevdadan zifiri geceye
sesinin çatlağından havalanan ölü kuşlar gibi toprağa çakılan umutlarımı
haydi toplayın ey nazlı gelincikler
çürümüş bir ceset gibi alın günâhkar ruhumu
matemin en koyu rengine boyayıp götürüp serpin mezarıma
incinme artık yeter gönül
aşkın hatrına gökteki kuşlar hatrına
ruhu güzel kullar hatrına kurumuş dallar hatrına
çorak havalarda yağan yağmurlar hatrına
yeter! artık yüzünü dökme bana gönül
gül hatrına
05092023
22:46
Kayıt Tarihi : 12.12.2023 00:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
şiirinizi
beğeni ile okudum
TÜM YORUMLAR (1)