Ben bir ormanım.
Siz öyle diyorsunuz diye
Kendime orman diyorum
Yoksa, ben kendime orman demeye
Utanıyorum
Çünkü,
Çok azaldı sayım.
Parmakla sayılacak kadar azım.
Bir avuç kaldım.
Kaça kaça dağ başlarına sığındım
Canımı zor kurtardım.
Oysa
Bir zamanlar tüm Anadoluydu benim vatanım
Düzleri,ovaları, yaylaları boydan boya kaplardım
Şimdiki gibi Anadolu bozkırı demezlerdi
bu topraklara
Benim adımla anılırdı
Meşe cennetiydi adı.
Bir sincap dallarımdan sıçraya sıçraya
Tüm Anadolu yu gezer dolaşırdı.
Şimdi bakın halime
Kesildim
Yakıldım
Söküldüm
Buralara dağ başlarına sürüldüm.
İşte bunun için çok küçüldüm.
Çok acı çektim.
Değerimi bilmediler.
Hep horlandım.
Ama zorda olsa canımı kurtarmayı başardım.
Sadece ben mi böyleyim?
Ya o eski komşularım
Birlikte yaşadığım dostlarım
Ardıçlar,köknarlar
Sarı çamlar, kara çamlar
Gölgesinde bir ordu eğlenen ulu çınarlar
Onlar da aynı kıyıma uğradılar.
Kaçmak zorunda kaldılar.
Denizler engel oldu daha fazla kaçamadılar
Orada konakladılar.
Ben buralardan bu yükseklerden görüyorum onları
Benim gibi onlarda
Küçülmüşler azalmışlar.
Yaşamak yok olmamak için direniyorlar.
Buralarda bu dağ başlarında
Öyle zor ki yaşamak
Besin bulamıyorum.
Ne yeterli su var ne de toprak
Yeterince büyüyüp gelişemiyorum.
Yılda büyüdüğüm sadece bir parmak
Bu halime çok üzülüyorum.
Hele en çok iyilik ettiğim insanlarca
Kesilmek yakılmak
Öz yurdumdan kovulmak
Çok zoruma gidiyor içime sindiremiyorum.
Bazen düşünüyor öz eleştirimi yapıyorum
Acaba suç bende mi
İnsanlar bana bunları yapmakta
Haklılar mı diye kendime soruyorum.
Onlara hep iyilik ettiğimi
Yardımcı olduğumu
biliyorum.
Kendimde suç göremiyorum.
Ama
Son yıllarda değişen bir şeyler var
Bir şeyler oluyor insanlara.
Hele hele yeni nesile
Çocuklara...
Büyükleri gibi değiller onlar
Onların hatalarını yapmıyorlar.
Buralara dağ başlarına kadar gelip,
Beni ziyaret ediyorlar
Ellerinde ne bir kibrit ne çakmak
Ne de balta taşıyorlar
Gözlerinde bakışlarında düşmanlık yok
Sevip okşuyorlar dallarımı
Sevgiyle, dostça bakıyorlar.
Sonra çıkıyorlar dallarıma
Tohumlarımı, pelitlerimi topluyorlar.
Torba torba
Çuval çuval
Götürüp ana yurduma eski topraklarıma dikiyorlar.
Kıvançla bakıyorum anlara buralardan
Sevinçten yapraklarım hışırdıyor.
Ya birlikte yaşadığımız hayvanlar
Onlar da burada benim gibi çok zor durumda yaşıyorlar.
Onlarda izliyor çocukları
Yakında döneriz yurdumuza diye seviniyorlar.
Kimileri pençelerini vurarak
Kimileri kanatlarını çırparak
Gençleri çocukları alkışlıyorlar
Bu yurdunu seven gençlere,
Çocuklara
O sevgi dolu yüreklere
Ben de dallarımı sallıyorum.
Yerlere kadar eğilip
Onları selamlıyorum.
Onlara Anadolu kadar
Sevgilerimi
Saygılarımı
Yoluyorum
Çok eminim ki
Çok iyi biliyorum ki
O küçücük eller
O küçücük parmaklar
Büyüklerinin hatalarını affettirecek işler
Yapacaklar
Benim kendileri için ne kadar önemli olduğumu anlyıp
Çok çalışıp
Kendilerine yepyeni yemyeşil
Uygar bir ülke kuracaklar.
Kayıt Tarihi : 29.5.2010 23:48:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Metin Gürbüz](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/05/29/ormanin-huznu-ve-umudu.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!