Pullach’ın kıyısında, evimin hemen ardı,
Ufak bir orman var, ama vakit orda başka akar.
Girince içeri, dünya bir tül gibi silinir,
Zaman bükülür, yapraklar fısıldar.
Dün, elime bir bira aldım — ama o bira değilmiş,
Amber rengi bir iksir, geçmişin mayası.
Oturdum eski bir bankta, yosunlar tahtından,
Ve sessizlik dile geldi, “Hoş geldin yolcu” diye.
Kuşlar ötmedi, kehanet söyledi;
Çiçekler açmadı, rüya gösterdi.
Bir arı kondu dizime, gözleri altın,
“Burada sadece gören, görebilir” dedi.
İnsanlar yürüdü patikada,
Ama yüzlerinde maskeler vardı — hüzün müydü, lanet mi?
Köpekler havlamadı, uyardı belki,
“Bu geçit açık ama herkes geçemez” der gibi.
Ormanın kalbinde bir yankı duyuldu,
Adımı bilen bir ses çağırdı içerden.
Ve ben geçmişime değil, başka bir âleme daldım,
Bir banka oturdum, ama artık o bank değil — taştan bir taht,
Ve çevremde döndü rüzgâr, tılsımlı bir halk.
Gözlerim kapandı, ama görüyordum hâlâ,
Orman bana sırlarını gösterdi o anda.
Ve anladım:
Bazı yerler harita taşımaz,
Ama ruhunu tanır, bekler… çağırır bir gün ansızın
Ekrem Parlak
12.05.2025
Kayıt Tarihi : 12.5.2025 10:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Pullach’ın kıyısında, evimin hemen ardı, Ufak bir orman var, ama vakit orda başka akar. Girince içeri, dünya bir tül gibi silinir, Zaman bükülür, yapraklar fısıldar.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!