Orman santim santim ondan sorulur,
Teftişe gelince selam durulur,
Muhtarla,Heyetle köşke kurulur,
Sözünü kesmezler derken Ormancı.
Kuytulara saklar meşe odunu,
Hazırlıkta köyün gelin,kadını,
Sunarlar tatlıyla, tavuk budunu,
Yarasın, dilektir yerken Ormancı.
Bugünden yarından yok entişesi,
Kuştüyü yastıkla bekler köşesi,
Sohbet,muhabbetle gelir neşesi,
Kaymakam kimmiş, varken Ormancı.
Kadirim, meşeler gölgedir yazın,
Davetten davete kızarmış kuzun,
Düğünle,dernekle çoğalır hazın,
Gelseydin dünyaya erken Ormancı.
Kayıt Tarihi : 22.6.2006 20:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kadir Kaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/06/22/ormanci-otuz-kirk-yil-oncesi.jpg)
Mürsel Adıgüzel
Korunması gereken kaynağımız ormanlar.....
Ormancıya selam olsun..
Saygımla
Yazdıklarınız bir zamanlar için gerçekmiş derler. Sizde zaten 50 yıl önce diyerek bunu vurgulamışsınız. Hatta bir söylenti vardır (gerçekmi bilmem) köye ziyarete giden bir kaymakamın ne kadar tahsil yaptığını öğrenen köylümüz kaymakama 'az daha okuyup ormancı olamadın mı evladım' demiş.
Aslında bu söylentiler nüfuzunu kullanarak yanlış yapan ormancılar olduğundan söylenmemiş olup, farklı bir yönü vardır.
Ormancının mesai mefhumu yoktur. Açık bir hazine teslim edilmiştir kendisine. Bu hazineyi hem doğal şartlara karşı hemde haksız kazanç sağlamak isteyen kaçakçılara karşı korumak zorundadır. Bu sebeple çoğu kelle koltukta gece gündüz demeden dağ başlarında çalışırlar. Ormancının bir başka yönüde vazife yaparken orman köylüsü ile barışıktır. Onun sofrasına oturmak onun kaderini paylaşmak ve bu kaderini değiştirmek için senin elinden tutacak devletin kolu benim der. Onun sofrasına oturmama gibi büyüklüğü taslamaz ormancı. Bununda etkisi yok değildir bu söylentilerde. Esasen ülkemizin en fakir kesimidir orman köylüsü. Nerde kuzular, orman köylüsünün kuru ekmeği nasıl kazandığını ormancı bilir.
Orman köylüsü gariptir ve diğer köylülere karşı daha fakirdir. Üstelik ısınmak için sobasına attığı odun dolayısıylada ceza yeme riski vardır. Yada bir teneke buğday elde etmek için tarla yapmak maksadıyla ormandan yer kazanmaya çalışmışsa karşısında yine devletin temsilcisi ormancı vardır.
Bu gibi durumlar ormancının orman köylüsü gözündeki yerini kaymakamdan dahi ileri tutmasına vesile olmuştur.
Uzatmayalım sebepler çoktur. Ama ormancı sevecendir, fedakardır, çalışkandır. Üstelik yaptıkları ormanda kamudan uzak yerlerde olduğundan eserlerini gösterip reklam yapabilme şansı da çok azdır. Birileri Türkiye çölleşiyor dese de Türkiyenin orman varlığı artmaktadır. Yeterlimidir? değildir elbette. Zaten bu teşkilatın diğer kurumlardan farklı bir özerkliğe sahip olmasının nedenide budur. Yeterli hale gelinceye kadar bu hizmet devam edecektir.
Bugün şehre yakın yerlerde erozyon ve ağaçlandırma çalışmaları yapan TEMA VAKFI'nın yaptıkları, Orman Teşkilatının yaptıkları yanında özet dahi olamazken kamu oyunda daha çok bilinir. Tabii bizde teşkilat olarak destekliyoruz, çünkü bizim anlatamadıklarımızı bu yolla anlatmaktadırlar. Ormana tek fidan dikenin karşısında değil yanındayız.
Her teşkilatta olduğu, her toplumda olduğu gibi Orman Teşkilatında da bu gibileri olasıdır. Hani diyorsunuz ya Kadir Bey, yarın endişesi yok diye. çok ormancının başını sokacak evini bırakın, ayağını yerden kesecek arabası bile yoktur. Yinede çevreye bakınca aç olmadığını, kimseye muhtaç olmadığını görüp Allah'a şükreder ormancı.
Tabii şiirinizde yazdıklarınızda bir vakıadır Kadir bey. Böyle bir söylenti vardır. Sakın yanlış anlaşılmasın bu yazdıklarım, şiriniz oldukça güzel yazılmış. Bunu meslektaşlarımızla paylaşıp, bu görüntüden kırıntılar kalmışsa geriye neler yapabiliriz onu tartışmakta bizim görevimizdir.
Sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.
Kazim UZUN
TÜM YORUMLAR (3)