Kömürleşen dalların altında,
suskunluğa terk edilmiş bir dünya,
yitik seslerin çığlığıdır bu,
geyiklerin son koşusu,
tavşanların korkusu,
sincapların sessizliği.
Kaplumbağa sabrı erirken,
leylekler uçmayı unutur,
karacalar saklanır gölgelerde,
her can, bir ağıttır,
her ağaç, bir yürek parçası.
Dumanla karışan yalnızlık,
toprak ağlar, gözyaşları köz olur,
biz ise seyretmeye devam ediyoruz,
ellerimiz cebimizde,
dillerimiz suskun.
Artık yeter!
Bu yangın yüreğimizi yakıyor,
vicdanımızı kavuruyor,
Her canın hakkı kutsaldır, unutmayın,
Sessizlik kırılmalı, umut filizlenmeli,
Bu karanlığa hep birlikte son verelim!
Kayıt Tarihi : 1.8.2025 10:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
YANGINLAR BİR ORMANI DEĞİL, BİR HALKI KÜL EDİYOR! Her yanımız alevler içinde yanarken, sadece ağaçlar değil, sessiz sedasız ölen canlar var. Geyikler, sincaplar, tavşanlar, kaplumbağalar, ceylanlar, binlerce hayat dumanla boğuluyor. Doğa sadece yanmıyor; yüreklerimiz de, vicdanlarımız da yanıyor. Artık susmayalım, Artık ‘Yeter!’ diyelim! Bu yangın sadece toprakta değil, geleceğimizde de bir yangın. İnsanlık, doğa ve yaşam hakkı için, hep birlikte ayağa kalkma zamanıdır!
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!