Orkide Çiçekleri Şiiri - Veli Bilici

Veli Bilici
178

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Orkide Çiçekleri

Orkide Çiçekleri Arasında Armageddondayım.

Menekşe renginden sarıya, sıra sıra renk halesi-armonisi sergiliyordu fuaye salonunun duvarında yan yana dizilen orkide çiçekleri. Hepsi birbirinden nadide, nadide birer tablo olarak çıkmışlardı fotoğraf sanatçısı Sayın Durukan’ın objektifinden… Menekşe renginden… Sarıya. Torosların üzerindeki vadilerden ve tepelerden özenle seçilerek fotoğrafları çekilen bu nadide orkide çiçekleri serginin açık kalacağı bir haftalık zaman diliminde, bilmem kaç Adanalı fotoğraf severlerle buluşacaktır? Kim bilir? … Menekşe renginden sarıya nadide orkide çiçekleri…
Onlarca kalabalık ziyaretçiler arasındayım. Her ziyaretçi tek tek ilgileniyor rengarenk orkide tablolarıyla. Oysa ben hakim bir köşeden tamamına birden bakıyorum, tümden görüş açımla. Ancak öyle tadına varıyorum görmek fiilinin. Ziyaretçilerin sergiye dair düşüncelerini içeren konuşmaları geliyor kulağıma övgü dolu, sevgi dolu sözleri…
Bu kadar insanlar arasında ben yine yalnızım, yine mahsunum, sen yoksun diye.
Menekşe renginden… Sarıya, sana gene ihtiyacım oldu. Hani deriz ya “dilimin ucunda ama diyemiyorum” diye. İşte öyle… Menekşe renginden sarıya bütün renkler geçiyor gözümün önünden ama sen çıkagelmiyorsun dilimin ucundan…. Dil sanki benim dilim değil, bendeki senin dilin… Bana yardımcı olmuyor, garezi ne? İşte tam şu sıra sana ihtiyacım oldu, onlarca rengarenk nadide orkide çiçekleri arasında bir tek sana…
Sahi bizim oralarda orkide çiçeğinin adı neydi? Hani donurma yapımında kullanılan, dondurmanın ham maddesi idi, neydi onun adı, adı neydi?
Telefon etmek geldi içimden, arayıp bir sorayım dedim. Ama az sonra kendime geliyorum, seni nasıl ararım, nasıl sorarım sana nasıl?
Çünkü sen yoksun…
Rahmete gidişini unutmuşum. Sanki senin gidişine halen alışamamışım demek. Bu duygular içinde soracağım soruyu hatırlamaya, toparlamaya çalışıyorum içimden…
Ama içim yanıyor.
İçim kanıyor.
Bunu ancak bir ben anlıyorum, bir de yaşasaydın sen anlardın sanıyorum.
Sen…
Hah, hah, şimdi aklıma geldi, sahi o kitabın adı neydi?
Hani birlikte tartışmıştık konusunu o kitabın. Sen, Danışman ve muhasebeci üstat vardı, adı batasıca illet alıp götürmüştü aramızdan O’nu… Allah rahmet eylesin. Kilis’te sevilen bir adamdı.
Şimdi hatırladım,
Armageddon…

Niye soruyorum biliyor musun, Üstadım?
Bugün, o gece tartıştığımız kitabın özünü yaşıyoruz. Ortadoğu karıştı desem ne dersin? Bölgenin bedenine kemend attı İsrail, ipin ucu İngilizlerde…. Bir ucu da piyonlarda… Oyuncular, oyuncular Ortadoğu’dan… Ben, sen, o, hepimiz… Öldüren “Allah-ü Ekber” diyor, ölen de… Allahım, Allahım. ABD, Fransa, İngiltere, Almanya… ne kadar da çok severlermiş Ortadoğu insanını(!)
Şu petol nelere kadir? A. Pekkan ne diyordu; “Aman petrol, canım petrol”
Şu silah tüccarları, can alıp can satarlar, akşam olunca bilmem yataklarında nasıl yatarlar? Diyesim geliyor… Dedim de bile…
Aklıma kim geldi bir de biliyor musun? Hani sana bir şiir okurdum “Dünya Dürzülerine” diye. Gazeteci Zeyit’in pabuçlarıyla ilgiliydi…
“Sayın Bilici’nin mi bu? Derdin ya, göz kırparak…
Bazen de,
Hani ben hep mırıldanırdım, sana bilmece gibi sorardım,
“......
Devleti devlete çatar,
İt gibi pusuda yatar,
Kan döktürür silah satar,
Amerika katil, katil.
……”
“Aşık Mahsuni yalan mı söylemiş” derdim.

Allahım,
Allahım, bizlere akıl, fikir ver.
Sadece akıl değil, fikir de ver Allahım.
Zaman tünelindeyim, bu duygulardan sıyrılıp sergideki havaya dönmeye, havayı solumaya gayret ediyorum, menekşe renginden sarıya… Bir türlü bir reset atamıyorum, kendime dönemiyorum. Ta ki; Sayın Savaş’ı, Sayın Buzpınar’ı görünceye kadar dönemedim de. Onları görmemin tek sebebi belki de Sayın Çınkır’ın Güneş’inin doğmasıydı salona… Güneşimin aydınlığıyla döndüm sergiye…
Menekşe renginden sarıya renk cümbüşü içindeyim. Önümde ziyaretçilerin duygu ve düşüncelerini yazdığı defter, elimde kalemim; “Menekşe renginden sarıya rengarenk saleplerin fotoğrafçısını kutluyorum” yazdım. Ama aklımda hep sen vardın. Menekşe renginden sarıya orkide çiçeğim.
Atatürk Caddesi'nden istasyona doğru yürüyorum. Yalnızım, sessizim ve sensizim. Ben yine istasyondayım, menekşe renginden sarıya vagonlar arasındayım. Hani şu senin son resmini çektiğim vagonu arıyorum, vagonlar arasında.

Veli Bilici
Kayıt Tarihi : 19.11.2016 20:31:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Hikayesi Malumunuzdur.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Veli Bilici