Gördüğüm, gömdüğüm ve kördüğüm
Ne olur gör beni.
Sessizce ve tahassüslerimin sessizliğinde
Ezdirme beni.
Güneşin batışı, karanlığın çöküşü kadar acı verici
Dokun ve ne olur hisset beni.
Rüzgarın,
O gökyüzüne salınan,
Siyahın,
Vücudunda yer bulan
Ve bir çift göz
Beni yaratan
Çıkarken karşıma ansızın
Bedenin değil gözlerin karşıladı beni.
Evet! Şimdi ise girdim içeri...
İçinden geçenleri bilir oldum.
Bilir misin?
Uyandığımda saplandı bir hançer.
Ağlayarak çıktım yatağımdan.
İster istemez çok usandım.
Kendimden ve de senden.
Aylar ayları kovalarken
Ben hep o tarihi bildim.
Kalabalığın ortasında otururken
Bir yalnızlık kıpırtısı çarptı yüzüme
Adını sayıkladı bana
kendisini anlatmaya çalıştı.
Kaybolmak dedi ilk tümcesinde
Buram buram kasvet kokmak dedi.
Karanlık içine almış beni.
Derken bir Gül açmış içim.
O da dayanamamış bu halime
Hep mi yapar bunu içim?
İçin için bitmiş içim.
Damarlarımdaydı
Buram buram akan
Fitil fitil burnumdan getiren
Ve hep sorardım
İçine düştüğümüz ontolojik durumu.
Tekrar tekrar sarardım
Koşuyorum uzaklara,
Yitiyorum ezgi dolu basamaklara.
Şimdi ise dünden beri,
Azap denen o kafirden beteri.
Sığmayadursun dünyalara
Yetmiyor koşmalar.
Ne bu beden
Ne de bir sen
Kahramanlığın ne de sırası
Sıfırların içerisinden
Tuhaf insanlar
Çal bir ıslık işte,
Bir yerin bilmişliğiyle
Verdiği dersleriyle
Gidiyorum.
Hesaplarımla yeniden
Kararlarımla mütemadiyen
Yürüyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!