O gece yanan kağıt, kor alevler içersinde döndü
Bir cüzdanın iki yaprağına..
Beyaza inat siyah bir kravat..
Ağlıyordu aşk..
'Bugünleride mi görecektik' diye sesleniyor annem..
Hıçkıra hıçkıra..
Emektar zihnimin ortaya koyduğu hizmetin karşılığısın..
Karışıklığın arasında bi yabancıyken,
Sana aşık olma fikri
Bi o kadar müstehcen.
Çatısında cezayir menekşeleri,
Ya beni bırak,
Ya da sen git..
Biraz amonyak, biraz çamur
Çürümüş detrituslar olsun..
Bak yine çıkarmamış üstündeki lekeyi,
'Bu kapıdan çıkarsan bi daha dönemezsin,'
Dediğin kapıdan bu kaçıncı girişin?
Ben hiç gitmemiştim aslında..
Etajerin yanında,
Zarif kadehlerin dudak paylarında kaldım hep..
Sakın oraya girme..
Sana yasak tedavülden kalkmış koridorlarda yürümek..
Göz kepenklerine hizalanmış iki ters bir düz kıskaçların ucunda
Büyümenin sırrı, pasif dergahlarda dört kutsal kitabın arasında gizlenmişken,
Posta kutusunda bulduğum her faturaya senin yüzünden abone olmak..
Anlık veri kayıplarında şifrelenmiş önsözleri esgeçiyorum,
Her kitabın ilk sayfasını açtığımda yaptığım gibi..
Mumlar tarafsızdır...
Görevi bir aşkı güzelliştirmek, erkeği ve ya kadını inceleştirmek,
Aslında neden orada olduğunu bilmediği bir masanın üzerinde...
İyice baktın mı?
Kaçmış bu bataklığın serbestlik derecesi?
Kaynak programlarında oransal ivme kayıpları verirken
Hiç gökyüzüne takılı kaldın mı ki..
Sere serpe uzanmışken finansal coğrafyama,
Açık büfe verilen kahvaltıda bir dilim peynire kanaat etmek,
On parmağından sadece üçünü kullanmak,
Birinci gelmeyeceğini bildiğin atlara moral olsun diye onlara bahis yatırmak,
Tıka basa dolu bir otobüsün, üstü başı yırtık, fakir bir adamın inmesi için durmasını ayıplamak gibi;
Her gece kağıt üzerinde sana kavuşmak..
Ne kadar anlamsız şey varsa, hepsinden birer parça..
Pekmezle yıka kelime dağarcığımı,gidenin yerine yenisi gelecek kadın,
Kan yapar dizelerde. İşten çıkarılmış, patrona kızgın bir personel misali
Karakol çatısından intihara yelteneceğim senin için.
Daha sen gelmeden, gidenin ölüsüne.
Filigran altı kıt bir seslenişle çağırsın seni kırmızı tükenmez.
Islak imza niceliğinde bir meşale, tutuştursun kaşlarını; sadece çatma.
Bu gözyaşının yaşı kaç?
Tutuyormu ağlamaya...
İçindeki her harfte ihanet barındıran tek sözcüktür 'Aşk'
Ve her hecesinden hemen hemen herkese tattıran
tek hissiyattır 'Ayrılık'..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!