Asala Militanı gibi hırslı bir yazar,
Avrupa yalağından yallandıkça hep azar,
Utanmadan ulusal kimliğe kuyu kazar,
Hala ihanet eder ahde-vefa borcuna;
ORHAN YAMUK şimdiden kına yaksın kıçı’na!
Ahmakça çanak tuttu Soy Kırım masalına,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu vatanaseverlik duyguları ile mücehhez siz kardeşimi bu güzel şiiri için tebrikten başka yapacak bir şeyim yok..Haaaa var Allah Mevcut iktidara gönül açıklığı ve hidayet versin.Amiiiiinn.Ne yaparsın kardeşim Allah'ın c.c. ayeti kerimesi nisa süresi''Yahudiden ve hırıstiyandan dost olmayın.Onlar ancak biribirilerini dostudurlar.Onlarda dost olan onlar gibidir meali gerçekleri açıkca ortaya koymasına karşın nedir bunlardaki AB ve ABD hayranlığı..Kısa kesiyorum kardeşim çoştukca çoşar olmaktan korkuyorum.Kal sağlıcakla
Evet ermeni yanlıları eline kına yaksın Mehmet kardeşim yüreğine sağlık selam ve saygılarımla.
Kinasi yoksa gonderelim.....tebrikler
Hocam yürekten kutluyorum bu güzel ve anlamlı eseri...
Kaleminiz hep yazsın.
Bende2 008 Aralık ayında Ermenilerden özür dileyen zatı muhteremler için yazdığım bu şiirimi paylaşmak istedim müsadelerinizle...
ÖZÜRCÜ B_EY LER
Ermeni den özür dileyen zatlar
Aslını gizleyen bizden değildir
Osmanlı tokadı elbette patlar
Tarihi gizleyen bizden değildir.
Bin sekiz yüz doksan yandı Erzurum
Kumkapı Kayseri Yozgat’la Çorum
Nasıl unutulur bu nasıl yorum
Tarihi gizleyen bizden değildir.
Ardından Merzifon, Sason olayı
Adana isyanı Zeytun dolayı
Van’ı aştı Muş’ta verdi molayı
Tarihi gizleyen bizden değildir.
Binlerce masumu kadını kızı
Açıktan katletmiş var mı ki gizi
Bunları unutup suçlayan bizi
Tarihi gizleyen bizden değildir.
Yanan ocakları görmeyen gözler
Elçiler paşalar o nurlu yüzler
Katledilen canlar silinmez izler
Tarihi gizleyen bizden değildir.
Utanıp başları yere eğseler
Bu yüce milleti biraz yeğseler
Yeter Mahir yazma, keşke değseler
Tarihi gizleyen bizden değildir.
19.12.2008
Mahir Başpınar
Çoğaldı memlekette yamuklarla pamuklar.
Yumuşakça olmuş şu bizim yalamuklar.
Sorostan gelir dolar bozazları hep cuklar.
Yamuklarla pamuklar çıçına kına yaksın.
Onlar Türk değil ki onların kanı aksın....Aşık Korhani
......Malesef Mehmet Hocam, Bu memlekette Ermeni açılımı, kürt açılım, Romen açılımı, ve onun işbirlikçi medyadaki işbirlikçileri ile Edipleri, Kurtuluş savaşı öncesi de Osmanlıyı aynı hale getirmedilermi, kendine güveni olmayan bir kişinin kimliğinden , Türklüğünden şüphe etmek gerekir, Onlar kıçınada kınayı seve seve yakarlar, çünkü satılık kalemlerdir, onlar için Türklük nedirki kim dolarları sayarsa onlara kuyruk sallarlar, bu güzel çalışmanızı canı gönülden teprik eder, tam puanım ve ++ant ile duyarlı yüreğinize saygılar sunarım, saygılarımla
Ödül karşılığında milletini satan adamlar oldukça onları kullananlar da çok olur. Kutlarım.
O Yamuk miçine de onun havarilerine de o Haçlı zihniyetinde ki Miçlere de ...
Bu vatan toprağından beslenip de yediği kapa mıçanlardan da bu ülke hesap soracak ..
bir tane daha var Ahmet Madal ...
o da iki memeye satarım diye adisi şerefsizi
eh başımızdaki derse fi tarihli olsa da sözler ..
gidişat onu gösteriyor
'Türkiye'yi pazarlıyorum. bizim için verilecek para önemlidir. her şeyi pazarlar satarız, parayı veren düdüğü çalar.'
diyorsa
eh işte daha ne pambuklar ne ahmolar ne apolayzırlar
ne kahpeler çıkar .. da
tek tek dökülecekler ..
pambuk da kimiş demek gerekirken hala onun ve onların savunucusu entel danteller varken ..
neyse ..
bugün çok sartdık bunlara üst üste geldi ..
ama şu durumlara gelişimizde onların parmaklarını da unutmamak gerek birde onları adam yerine koyup da ülkede neyse ..
dışardakinden geçtim
biz düşmalarımızı içimizde besledik ya
kanıma en çok o dokunuyor ..
yoksa dış kapının mandalı dış elamanların ne mok olduğunu taaa o zamanlardan biliyoruz da böyle içimizen çıkan ..
neyse
yüreğinize sağlık
az bile olmuş
her bir boku biliyor onlar ..
ama bizden değil düşmandan yana oluyorlar o yüzdende nobeller oskarlar ödüller alıyorlar
ehhh olacak o kadar kaz gelen yerden tavuk esirgenir mi
birde gelip burda marifet gibi bize olmayan aklından akıllar veriyorlar bizim yavşak medya da
neyse
kusuruma bakmayın bugün havam da değilim sanırım
ama bu kanı bouzk bu kıtıbiyozlara
bu kendini entel dantel sanırım bir boka yaramayan korkak sünepelere var ya ..
acık sıkıştırsan altına bile eder bu büyük büyük dedikleri adamlar da ..
neyse ..
balık baştan kokarmış
Şiiriniz biraz sınırları zorlasa da güzeldi..Yürek taştımı bentler kalkıyor belki de...Ancak kaynayan kazanın içindeki bulamaçta hepimizin gaflet harcı var...Dilerim bu bu sesleriniz duyulur ,dilerim şairlerimizin okları olan dizeler yerlerine ulaşır...Kaleminiz daim olsun
yakarmı ki.))))bende merak ediyorum..duyarlı yüreğinize sağlık......tebrikler...teşekkürler......
Saygıdeğer güzel dost; O kadar nazik bir konuyu o kadar canlı ve yerinde irdelemişsiniz'ki hiç bir yoruma yer kalmamış. Bu değerli çalışmanız ve duyarlılığınızı cnı yürekten tebrik ediyor saygı ve selamlar gönderiyorum efendim tam puanla
Bu şiir ile ilgili 65 tane yorum bulunmakta