Gün doğmadan önce doğan bahtsızlık,
Bırakır mı neşe insanda şöyle ağız tadıyla.
Bir mutlu tebessüm savursam güneşe doğru,
Yarılsa güneş ortasından,usulca konsa umutlarıma.
Yok,olmazların çaresi olmaz,
Ne dağlar denizler aşıp da geçtim,
Ne yollar yokuşlar koşup da gittim.
Diyardan diyara dolaştım gezdim,
Bir senin yanına gelemedim ben.
Ne kadar derinmiş meğer gözlerin,
Hayale karıştı bak,dilde olan dilekler,
Ve şimdi elimizde öksüz kalmış yürekler.
Ruhlar bedenden uzak,gelip sormaz melekler,
Sormazlar şu dünyada ne yaşadın,ne gördün.
Belliydi en başında oyunu kaybetmiştim,
Her zaman içimde yanar İstanbul,
Gece gündüz demeden yanar.
İnci gerdanlıkları yanar,
Sahil boyu yolları yanar.
Her zaman içimde yanar İstanbul,
Sen de bil istedim benim sevgilim,
Bunu zaten mevlam çoktan biliyor.
O kadar rahatta görme kendini,
Senin o halini mevlam biliyor.
Ne kadar zalimsin sen bilmiyorsun,
Anılar defterim senden yazmıyor,
Kayboldun gittin bak neler oluyor.
Adalet yerini şimdi buluyor,
Sen daha çok yalnız kalacaksın yar.
Var mıydın bir zaman benim içimde,
Sen de biliyorsun,
Benim bildiklerimi,
Benimki yeni olan bir şey değil,
Senin olduğun gibi,
Sende olan gibi.
Hani uçmak ister bazen yüreğin,
Son kez söylüyorum,
Seni seviyorum.
Bundan sonra,
Artık söylemiyeceğim.
Değişti bende olan düşüncelerin,
Gözümdeki değerin,
Seni düşünmek,
Bir an dünyayı unutmak demek.
Hayal ederken bütün dünyadan geçmek,
Bir solukta ciğerine çekmek.
Tıkanmadan bir nefeste,
Bir kaç saate sığdıramaz,
Bir güne yayar hüzünlerim kendini.
Doluca bir gün,
Ve bu böyle her gün.
Her günü kendine ayırır ve yaşatır,
Bütün ince yerlerine kadar hatırlatır.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!