Bu sahipsizliğin kimdendir
Görüyorum seni yoksul argın bıkkın
Diz çökertenlere sakın ha tutunma
Gün gelir onlarsız da ayağa kalkarsın
Birlikte geldik... Birlikte yaşadık... Ya birlikte var olacağız ya birlikte öleceğiz.
Şahkulu idü; Kızılbaşlar içün artık bir kurtarıcı
Yapılan vergi düzenlemeleri
yok etti adalet anlayışı.
Toplum üzerindeki
Bir sen varsın ruhumda birde yine sen
Gözlerimde tebessüm dilimde yine sen
Rüzgâr esince ayırır savurur
Yaklaştıkça tut elimi bırakma beni sen
Sokaklar karanlık görüntüsü puslu
Aklın hücreleri senle dolu
Dili sürekli adını zikreder
Özlem çekiyorken bedeni
Rüyalar yokluğu hisseder
Güneş aydınlatsa da cismini
Sen niye dert edinirsin ki!
1 salise, 1 dakika, 1 saat, 1 gün…
Zaman öylece akıp giderken
Çiğnemlik et parçasına;
Leş kargalar üşüştü.
Adalet uğruna çaldığım
cennetin sekiz kapısı.
Dönüpte kimsenin
hak vermediği can alıcı yapısı,
hüsranla tutunduğum kolsun.
Hesaplaşma günümüz mahşere kaldıysa
Hey Koca Murat hey Muradi.
30 Mart 1432 sabahı, doğdu güneşin ısıttı odanı
Razı oldu senden; kabul etti hüda eylediğin duanı
Üçüncü şehzadeye koyarken atan Çelebi Mehmet''in adını
İstedin ismi en iyi taşıyanı, ismi en çok ananı
Erkek çabalar aş için
Umudu döner eşke...
Kadın sabahlar aşk için
Evreni çıkar keşfe.
Elmanın iki yarısı derler
Bu sözü bırakın şöyle dursun
Saat sabahın altısı kar yağışı hızlı adımda
Yalnız yürür ürkek kadın yol kenarı kaldırımda
Alır eline çantasını taşır içinde umutlarını
Namazı kılıp oturup bakardı çocuklarına
Haydi Hanım!
Küçük burunlu hoş kadın selam sana
Dalıp gitmişsin yerimi bilmediğin çok uzaklara
Bir elin omzunda; çeker yalnızlığın yükünü
Diğeri kalbine doğru diker hasretin kökünü
Rüzgar ekersen fırtına biçilir;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!