Su ışıklandı şafakla
Tonlarını gösterdi
Gri, yeşil, maavi
Ve laciverti
Karanlığa düştü
Düş mü bu, gerçek mi
Ekmek deyince emek
Emek deyice ekmek
Gelir aklıma
Ekmek kutsaldır
Emek haktır
Ekmeğe göz dikene
Gecenin karanlığı
Dudaklarda ürperti
Gün ışığına yürek
Sevda yüklü
Kentlerin varoşları yoksula
Ağaçta dal
Bugün on Kasım
Elde mi hüzünlenmemek
Sormuş ölmeden az önce
'Saat kaç çocuk' diye
O hep yarıştı zamana karşı
Kazandı hep en önde yarışı
Direndin sazınla,sözünle
Yaşarken bozuk düzene
Duymadılar, aymadılar
Sen yılmadın, korkmadın
Direndin yozlara, yobazlara
Haykırdın sesinle
Acımasız gelip geçen zaman
Ah çeksem ne fayda
Derman görmeyen
Gönül yarasına
Eller emektir
Çalışan insanda
Beyin gelecek,
Gözler umuttur
Görebilen insanda
Tek başına yetmez bunlar
Kan tütsüdük
Gözlerine bebeğin
Sevgi çiçekleri ezildi
Ardından bir bir
Kin, nefret kokusu
Sardı her bir yanı
Şamdamda mum alevi
Titrer yana yana
Ben bakışlarından
Kalsam da uzak
Sevdamın
Yanarım kor harına
Karanfil gibidir
O öpülesi dudakların
İnce, narin endamınla
Karanfile benzer
Gülüşünle dik duruşun
Kokusu karanfilden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!