Orhan Karahan Şiirleri - Şair Orhan Karahan

desinatörlük yaparken tanıştı radyoculukla, uzun yıllar (1994-2001) radyo programcılığı yaptı, bazen tv'lerde ya da gazetelerde göründüğüde oldu, en son CÜ.'de Radyo Tv'den mezun oldu. şimdiye kadar iki şiir kitabı yayınladı...
ve bir nisan günü yakalanan hayatın peşinde koşmakta halen... yorgun... birde okuduğunu anlamaya çalışmakta her zaman, anlayamayanlara inat...

Orhan Karahan

Ve bu gidiş öyle bir gidiş olacak ki; bir şairin ölümü gibi zamansız ve amansız. Gecelerimize bir dost sesi uğramayacak artık biliyorum. Şarkıların, şiirlerin ve hikayelerin boynu bükük kalacak, el sallayacak ardından bir gün mutlakalarla.

Artık gemiler yanaşmayacak bu limana, yıldızlar durmayacak yerinde. Ve kayan son yıldız sen olacaksın; yaprak dökümü bir Aralık gecesi seninle son bulacak.

Niye suskun bir öyküye başlar bırakıyorsun gökyüzünde yıldızları, niye? Artık pazartesileri ve çarşambaları boynu bükük kalacak sokak lambaları.

Devamını Oku
Orhan Karahan

Yeni bir yaşama merhaba diyemedik birlikte ve bir çizgi üzerinde koşamadık bak... Belki de yitirdiğimiz ne varsa ardımızda, onları yakalayacağız...

Uzaklardasın düşünce suçlunum oysa buralarda yok işte, alnımız dik gezmekte olmadı artık. Ne diyeyim bilmem ki, hiç bilinmeyene doğru yolculuk yaptın mı. Yüreğimin arka sokaklarında gezinen adamın ayak sesleri duyulmaz oldu artık biliyor musun...

Mısra çekip durmaktayım, zaman dediğimiz bu okyanusun altından. Yalnızlık büyütmez oldu sözlerimizi, gözlerimde yitik bir Anka ağlamakta. Bırakıp da gidiyorum işte yeni bir yoldayım, ne varsa geçmişe dair bir kalemde silip atıyorum. Ben de seni hiç sevmedim ki yalanlarıyla geçip gittin...

Devamını Oku
Orhan Karahan

Sevda ağır bir yüktür, hasretle geçen gecelerde…

Ve en ağır yükün bile altında ezilmeyen bu hamalın, inan sevdanın karşısında iki büklüm olur dizleri.

Ne yaşamak kaygısıdır, ne’de varoluşun anlatılmaz ifadesi. Sadece kavga adlı bir sevi rüzgarıdır, fırtına olup gözlerimize seriliveren şey...

Devamını Oku
Orhan Karahan

Darmadağın bulutlar, gökyüzünde isyan var bu akşam. Bu senin türkün gibisi yok işte. Bakma bana öyle, saçlarını rüzgara vermeseydin ya. Ben rüzgar mıyım, ben rüzgar... Ellerin tutarken acılarını, namlunun ucunda ben olduğumu unuttun. Boş ver artık benim için giyinme o mavi elbiseni...

Darmadağın işte darmadağın hayat ve yoruldum, inan ki yoruldum, peşimde sürüklemekten gökyüzündeki bütün yıldızları. Sarı bir sonbahar uykusu bu uyuduğum, ve tel örgünün ötesine ait, bütün gördüğüm senli rüyalar.

Bu benim ülkem mi, çocuklar umuda taşır kaygılarını, bu benim ülkem mi? Yine aklımda dumanlı dağların kekik kokusu ve isyanım güle düştü bir Kürt kızının zeytin karası gözlerinde. Ey Fırat kardeşin Nil sessiz sedasız akıp gitmekte, öykülerin en kalabalığına doğru. Sen boşuna başını taşlara vurup ta çağlayıp durma. Kimseler duymuyor işte içimdeki isyanı. Duyan yok! Oysa sesimizin yettiğince bağırıp durmaktayız gecenin ortasına. Darmadağın bulutlar.

Devamını Oku
Orhan Karahan

Bu kente bu gece masal anlatan masalcı dedeler gelmedi, yokluğumun ve yokluğunun yıldönümü... Bir sonbahar akşamıydı kaygılarımızın peşinde koşmaktan yorulmuş, sığınacak bir liman aramaktaydık... Oysa ilkokul sıralarında kalan tebeşir kokulu hayallerimiz vardı. Çocukluğumun sinsi gölgesi iç cebimde saklı durur hep. Onun da hayalleri vardı... Tıpkı sana benzeyen sonbahar saçlı... Gittin dönülmez yollarda kayboldun ve bir daha olmamalısın...

Bu kente masal anlatan kimse kalmadı bu gece, çünkü bu kentte yaşayan insanlar hep masal kahramanıydı. Öfkemizi yapıştırıp ta gökyüzünün koyu lacivert çehresine, gülüşlerimizi alıp gitmeliyiz, tıpkı senin gibi. Öyle yapmalıyız değil mi? Yorulduğumuzu anladığımız zaman kaçmalıyız.
Kaçmalıyız...
Kaç.
ma.

Devamını Oku
Orhan Karahan

Merhaba Eski Dost, Eski Sevgili;

Bu mektup uzaklardan seslenecek, gece yarılarına... Yok, henüz terk etmedim o şehri, halen aynı gökyüzünün altındayız, aramızda hepsi hepsi birkaç yüz metrelik çıkmaz sokaklar var...

Ben yine bildiğin gibiyim işte, yine sığınacak bir Sonbahar gölgesi buldum kendime. Dün sizin sokaktan geçerken boşuna aradı pencerelerde gülümseyen siluetini, gözlerim... Bütün kapılar kapalıydı yüzüme, yok deme işte kapalıydı. Ama biliyor musun, biliyorsun tabi o yıldız, ordaydı işte her zamanki yerinde...

Devamını Oku
Orhan Karahan

“Yaşamaksa seni sevmek; ben hiç ölmedim” diyor şair, sanki korsan töresinde ölüm yok gibi...

Çok bilinmeyenli denklemlerden oluşan bir dostluğun, çok bilinmeyenleri sana ait olduğu için birkaç sözcük eklemek istedim gecenin ortasına. Kalanına ise beni koy, şiiri koy, türküleri ve en ucuz şarabı, yıldızları, elini ilk tuttuğum yağmuru, ne varsa sana ait, bende ve sende kaldığına emin olduğun anıları koy. Al sana işte matematiksel bir dünya... Çözümsüz...

Bir sözcük (şairin şiirinin mısralarının temeli) kuşanıp tüm silahlarını, ayrılıklara savaş açan militan gibi, koltuk altlarımdan yakaladı...

Devamını Oku