Örgütlü Kötülüğü Nasıl Yenebiliriz?

Örgütlü iyiliğin kötülük tarafından ele geçirilerek örgütlü kötülüğe hizmet ederek yenilmesi genel kabul gören bir toplumsal hastalıktır.

Neyin iyi neyin kötü olduğunu kim belirleyecek sorusu havada kalmamalı?

Buna demokrasi demiş dünyalılar ve kimi istiyorsun diye sormuşlar?

Bunu seçin, bunu seçin algı operasyonu dengeyi kimin lehine değiştirmiş?

İşin bu boyutuyla kimse ilgilenmemiş ya da sonuç alıcı bir çaba ortaya konmamış olabilir!

İyilik yaptık bununla sonsuza kadar idare ederiz anlayışı ve yan gelip yatma huyu iyiliğin kaybetmesi adına öne çıkan sebeptir.

Kötülüğünde, iyiliğin de bir kişi ile başladığını unutmamak gerekir. İyiliği ve kötülüğü ortaya çıkartan sebepler yine insan kaynaklı niyet ürünüdür.

Kimin iyi kimin kötü olduğunun seçimini yapmak ve hangi tarafta durmaktan öte iyilik ve insanlık adına bir mücadelenin sahada bir neferi olmak gidişatların sonucunu değiştirebilir.

Sürekli kötülüğün kazandığı bir toplumda iyiliğin şevkini kim artıracak? Nasıl yapacak bunu?

Bunu başarmak örgütsüz mümkün değildir.

İyiliğin örgütünü kötülüğe karşı korumak en büyük sorun olarak bugün devrim yapsak bile yine karşımıza çıkacaktır.

O zaman çare nedir?

Her insanı saf ve temiz yapan bir devrim yoktur. Bir süreçtir başlar ve devam eder. Kendini yaşatan sahiplik sorununu çözebilir ise kalıcı olur aksi takdirde pusuda sürekli bekleyen kötülük karanlık gibi her yeri kaplamaya hazırdır.

Çare, insanlık devrimini kötülüğe karşı yapacak geçici bir örgütlenme olabilir mi?

Devrim yapmış bir örgüte kim kıymak ister? Kimse istemez. O örgüte kıymak istemediği kadar sahip çıkmayı da aynı ölçüde ihmal eder.

İnsan çelişkili bir anlamlar bütünü değil mi?

Mevcut örgütlerin iyi olmak gibi bir amaç ve çabaları yoksa başka çare kalmamıştır.

Bu örgütlenme nasıl olmalıdır?

İçine sızma nasıl önlenebilir?

Maliyeti nasıl finanse edilir?

Maliyet sorunu bugüne kadar ki örgütlerin sömürgeci güçlere hizmet eden örgütlere dönüşmesine yol açmıştır.

Parayı veren düdüğü çalar örgütünden devrim çıkması mümkün değildir.

Kuvayı milliye tarzı varını yoğunu ortaya koyacak bütün yurt insanını ulus birliği altında toplayacak bir yapılanma gerekir ki bugün ki toplumdan bunu çıkarmak nasıl bir çaba veya ne olması gerekir ki böyle bir yapı ortaya çıksın.

Bu yapının kimin tarafından yönetildiği kişi anlamında çok önemli değildir.

Mustafa Kemal Atatürk'ü insanlık devrimi adına lider olarak gören bir zihniyet olmalı ve kamu ekonomisi için devrim yoluna çıkmalıdır ki başarı şansı olabilsin.

Topluma karşı yapılan zulüm tek bir kişi tarafından yapılmıyor. Tek kişinin arkasında ki güç ve niyetin yani avcı gücün kim olduğunu bilmek ve görmek gerekir.

Kazanan veya kaybeden her iki tarafta da bir kişi değildir.

Bir kişi olarak görme yanlışını terk etmek gerekir.

Yüz yıl önce istiklal ve istikbal savaşını bir kişi kazanmadı. Türk ulusu hep birlikte kazanıldı. Mustafa Kemal Atatürk çok başarılı yönetti.

Bunu yokluğunda düştüğümüz durumlar ile çok iyi anladık.

Toplumsal bir travmayı, hep birlikte toplumsal bir refleks gösterip sonuç alarak tedavi edebiliriz.

Amaç karşımıza dikilen bir kişinin arkasında ki niyeti yenmek olmalıdır. Aksi takdirde o avcı niyet oyuncu değişikliğini kendi adına aldatma araçlarını kullanarak hazır etmiştir bile.