YIL 1919
BİR MİLLET UYANIYOR
“Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini”
Diyen altın saçlı mavi gözlü kahraman,
Mayısın ondokuzunda Samsun’dan
Gülümsedi Anadolu’ya.
Kara bulutlar aralandı bir bir,
Bir umut yayıldı dağa taşa, kurda,kuşa,
Bir umut ki, gönüllere doldu
Anadolu’ya taştı.
TÜRK silkindi,şaheser uyandı,
Yağız at şaha kalkıyordu,
Süvarisini bulmuştu.
İzmir düştü dediler,
Manisa, Aydın düştü.
Megalo idea uğruna
Bilecik, Bursa düştü.
Türk sustu, susuyordu.
Yaralı yorgun soluyordu.
Gözü dönmüş palikarya
Ezilmişlik acısını
Osman Gazinin türbesinden alıyordu.
Camileri kirletip, mahreme dalıyordu.
Yunan Türk’ün canevine yanaştı.
Yorgun savaşçının öfkesi taştı.
Saramadan kanayan yaralarını,
Çoluğu çocuğu ile yeniden savaştı.
Anadolu kıpırdadı,Anadolu kaynaştı,
Bıyığı terlememiş yetimler,
Cepheye taştı.
YIL 1920
YA İSTİKLAL YA ÖLÜM
Kağnılar yürüyordu cepheye…
Koca öküzlerin çektiği,
Yükü candan ağır,
İnancı yelden hızlı kağnılar.
Kağnılar mermi taşıyordu,
Kağnılar dava taşıyordu,
Kağnılar inanç taşıyordu cepheye…
Cepheler Yemen,Cepheler Sina
Cepheler ırak değildi artık.
Cepheler Galiçya,Cepheler Kafkasya
Cepheler uzak değildi artık.
Cepheler üç adım ötemizde,
Cepheler anadolu’muzda.
Cepheler evimizde kuruldu artık.
İnsanlar yürüyordu Cepheye
Günler, geceler boyu aç susuz,
Zayıf hasta, bakımsız insanlar.
Çocuk, kadın,ihtiyar,
Ama dağ gibi yürekli insanlar.
Bir adam; kolsuz ve topal,
Bir adam; sağ yanağına oturmuş şarapnel.
Bir çocuk; henüz oynayacak,
Bir kadın; dokunsan ağlayacak,
Bir ihtiyar; belki yarı yolda kalacak,
Ve al bir bayrak
Hürriyete sembol dalgalanacak.
Kadınlar yürüyordu cepheye,
Kundakları bebekli kadınlar.
Mermileri omuzlamış
Yalın ayaklı kadınlar.
Kadınlar yürüyordu cepheye,
Evlatları, kocaları şehit olmuş kadınlar.
Korkusuz yüreğiyle, yiğit olmuş kadınlar.
Durmak yok, dinlemek yok,
Silahlar mermiler, cepheye yetişecek
Hava soğuk
Hava ayaz
Kamçı gibi bir rüzgar,
Yağmur sağanak sağanak yağar.
- 'Aha böyle geceler
Aklıma yavrum düşer.
Tek öküzün çektiği kağnıda mermi,
Sırtımda emziremediğim bebem.
Mermi ıslanıyor,
Bebem titriyor.
ÖRTÜ TEK
Ya mermi ıslanacak
Ya gönül yaslanacak.
Cephe silah bekler,
Mehmet mermi bekler,
Mermi ıslanırsa,
Ölecek nice bebekler.
ÖRTÜ TEK – MERMİYE GEREK
Bebem öksürdü kesik kesik
Bebem üşüdü, bebem ağladı,
Sırtında bir zıbın,
Bebemin üstü açık,
Zalım ayaz dur artık,
Ölüverecek körpecik.
ÖRTÜ TEK – MERMİYE GEREK.
MERMİ CEPHEYE YETİŞECEK.
Şafak söktü,yüreğim yandı,
Havada yağmurun durduğu andı.
Yokladım körpemi,hiç sesi yok
Gül benzi sanki nura boyandı.
Ellerimle kazdım küçük bir mezar,
Yavrumun nasibi kara topraktı.
Bebemin yerine mermiyi sardım,
Bu mermiyle vatan kurtulacaktı.
Kurudu göz pınarlarım, yaşlar içime aktı,
O günden beridir,yüreğimi yaktı.
ÖRTÜ TEK – MERMİYE GEREK.
MERMİ CEPHEYE YETİŞECEK.'
YIL 1921
İnönünde zemherinin ayazı,
Bir kolu Yemen’de kalan yiğit,
Çekmiş kılıcı.
Vur demiş Allah için Vatan için,
Vur türbelerde yatan için,
İnönünde zemherinin ayazı,
Bir bacağı Sarıkamış’ta donan kahraman,
Takmış süngüyü
VUR demiş, namus için şan için,
Vur gönüllerde bayraklaşan için.
YUNAN KRALI KONSTANTİN,BASIN TOPLANTISINI
ANKARADA YAPACAKMIŞ.
DESTAN SAKARYA SULARINA YAZILACAK.
Temmuzda sarı bir sıcak
Bir ordu yürüdü katar katar.
Önleri boş,Anadolu sessiz,
Hayallerinde Ankara yatar.
Yürüdüler sıcakta ordu ordu,
Gözlerinde zafer sarhoşluğu,
Sarı sarı olgun başaklar
Doldurdu gözün aldığı boşluğu.
Ağustos sıcağı kavururken toprağı,
Kader onlar için örüyordu ağı.
Bir çamurlu su, bozbulanık akan nehir,
Türk’e zemzem oldu, Yunana zehir.
Adı Sakarya,
Hani kendide adı gibi
Sakar sakar akarya,
Aha O su önünde Palikarya
Durakladı birden,
Duruverdi apansız.
__________________________________________________________
Düşman Geri.
Benim yeşil dağlarımın, çiçekli yaylarımın altında derin uçurumlar, karanlık mezarlar vardır.Benim evlatlarım ölmeyi bildikleri kadar öldürmeyi de bilirler.
H.Edip ADIVAR
________________________________________________________
Duatepe, Karatepe,
Beştepe, Çaltepe.
Tepeler kanla yoğrulur,
Gazilerle şehitlerle beraber
Yönleri batıya doğrulur.
Bir mücadele hüküm sürer
Gündüzüyle gecesi.
Türk’ün ölüm kalım mücadelesi,
Viyana kapılarından bu yana
Gerilenen son kapı mücadelesi.
Uzak tepelerde top tüfek sesleri,
Bir uğultu kopar kulaklarda.
Duatepe yamaçlarında bir kımıldanış,
İhrama girmiş beyaz noktalar gibi,
Göğüslerinde kızıllığı yaralarının
Ve yüzlerinde nurani bir tebessüm
Şehitler,
Göklere yükselir.
Sakarya sularına bir emir vurulur,
Kızıl sular ürperir, sonra durulur.
“Hatt-ı müdafaa yoktur,
Sath-ı müdafaa vardır.
O Satıh bütün vatandır.
Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla
Islanmadıkça asla terk olunamaz.
Maraş’ta TÜRK Sütçü İmam,
Antepte TÜRK, Kara Yılan,
Köprübaşında Antepli Şahin,
Ve Urfa'da Yiğit Memo olur.
Orakla,bıçakla,sopayla düşmana saldırır.
Şehirler Kahraman, Şehirler Gazi
Şehirler Cesur olur.
Şehirler kanla kurtulur.
Şehirler adlarını TÜRK gibi alır..
YIL 1922
__________________________________________________________
26 Ağustos şafağı.Türk taarruzu başladı.Çiğiltepe alınacak.Görev 57. tümen komutanı Albay Reşatın.Zaman geçer.Tepe alınamaz Albay Reşat mermiyi şakağına sıkar.Geriye başkomutandan bir veda mektubu kalır:
“Yarım saat içinde size o tepeyi almak için söz verdiğim halde sözümü yerine getirememiş olduğumdan dolayı yaşayamam”
__________________________________________________________
Karar verdi başkomutan,
Sökülmeliydi düşman,
Atılmalıydı Anadoludan.
Aylardan Ağustos,Türk’ün zaferler ayı
Malazgirtin Alpaslan’ı
Kocatepe’de Türkün başkomutanı.
Savaş otağı Afyon’a kuruldu
Orada düşmandan hesap soruldu..
Ve başkomutan kükredi: Emrimiz;
Ordular ilk hedefiniz Akdeniz…
Türk ordusu sel gibi İzmire aktı.
Mağlup düşman kaçarken her yanı yaktı.
Bu vatan gözü olana mezar olur mezar.
Türkün son sözüdür,Tarih böyle yazar.
_________________________________________________________
Türkler o tür savaşçılardır ki öldürülebilir lakin mağlup edilemezler…
Napolyon Bonapart
___________________________________________________________
Mart 1990
__________________________________________________________
Hüseyin BeşlerKayıt Tarihi : 10.5.2008 20:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1911-1923 yılları arası Türk milletinin zor yıllarıydı. Bir imparatorluk tasfiye ediliyor, yerine genç bir Türk devleti inşa ediliyordu. Bir tarih öğretmeni olarak bu süreci Lirik bir ifadeyle anlatmak istedim

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!