YIL 1918
DÖKÜLEN KANLAR,VERİLEN CANLAR,SÖNEN OCAKLAR
MEŞUM KARARI BOZMADI.
HARP BİTTİ,OCAKLAR SÖNDÜ,SAVAŞÇILAR DÖNDÜ.
YA DÖNEMİYENLER? YETİM KALAN,DUL KALANLAR?
ARSLANI KEDİLER BOĞDU!
Dört yıl,dört uzun yıl.
Kanla gözyaşıyla dolan dört uzun yıl.
Cepheden cepheye koşu Mehmetler.
Kimi civan yiğitler kaldı çöllerde.
Kimi serden geçti yaban ellerde.
Arada kötü bir yel köye dokundu,
O gün dönmeyenin künyesi okundu.
Bir devir kapandı, bir devlet yıkıldı.
Mondrosta mütareke,harpten çıkıldı.
Askerler dönüyordu ANADOLU’ya
Kolsuz bacaksız kalan askerler.
Şahikalar yaratıp yedi cephede
Gazilik beratı alan askerler.
Kadınlar cepheden haber soruyordu.
Dudaklar kenetli, yüzler soluyordu.
Viran olmuş bağlar,yıkılmış ocaklar,
ANADOLU yaralı yorgun soluyordu.
__________________________________________________________
ANADOLU AHMET’İNİ ARIYOR.
(Harp bitti. Perişan asker kafileleri anadoluya dönüyor.Trenler,yaralı,sakat,yorgun askerlerle dolu.. Bir Ana,istasyonda inen askerler arasında oğlunu arıyor)
“Yüzbinlerce çocuğunu memesinden sökerek alıp götürdüğümüz bu anaya şimdi kendimizi ve pişmanlığımızı getiriyoruz.”
- Ahmed’imi gördünüz mü?
- Hangi Ahmed’i, yüzbin Ahmetten hangisini...Ne tarafa gitmişti?
- …… (Ana eliyle işaret eder)
- Aden’e mi, Medine’ye mi Kanala mı,Sarıkamış’a mı, Bağdat'a mı?
“Ahmed’ini buz mu, kum mu, su mu skorpit yarası mı, tifüs biti mi yedi? ”
Eğer hepsinden kurtulmuşsa, Ahmed’ini görsen Ona da soracaksın.
- Ahmed’imi gördün mü?
- Hayır … Hiç birimiz ahmed’ini görmedik. Fakat Ahmed’in her şeyi gördü. Allahın Peygambere bile tam anlatmadığı cehennemi gördü.
Şimdi Anadolu’ya doğudan, batıdan,sağdan, soldan bütün rüzgarlar bozgun haykırarak esiyor. Anadolu demir yoluna,şoseye, han ve çeşme başlarına inip,çömelmiş oğlunu arıyor.
Vagonlar,arabalar, kamyonlar hepsi ondan, Anadolu’dan utanır gibi İSTANBUL’a doğru, perdelerini kapamış gizli ve çabuk geçiyor.
Anadolu Ahmed’ini soruyor.
Ahmet… Daha dün, bir kurşun istifinden daha da ucuzlaşan AHMET...
Şimdi O’nun fiyatını, kanadını kısmış, tırnaklarını büzmüş, bize dimdik bakan ana kartalın gözlerinden okuyoruz.
Ahmed’i niçin harcadığımızı bir söyleyebilsek.. Onunla ne kazandığımızı bir anlatabilsek. O’nu övündürebilecek bir haber verebilsek.
Fakat biz Ahmed’i kumarda kaybettik...
Zeytindağı (F.R.ATAY)
_________________________________________________________
ANADOLU CAN ÇEKİŞİYOR
Bir gün,
Bir kara gün,
Karadan da koyu,
Kapkara bir gün.
Anadolu Özbeöz TÜRK’ün yurdu,
Yaralı yorgunken apansız vuruldu.
Anadolu Üstünde kara kara bulutlar,
Türk’ün yüreğine çöreklendiler.
Fransız’a, İngiliz’e, İtalyan’a
Yunan’ı, Ermeni’si eklendiler.
Kara kara çizmeler yürüdü.
Antep’den, Maraş’tan, İzmir’den
Türk’ü yok etmek için hep birden
Gözü dönmüş katillerden bir sürü.
Yıldızları sönmüştü Anadolu’nun
Herşey, heryan kapkaraydı.
Duman tütmüyordu bacalardan,
Çaresizlik yürekteki yaraydı.
Bir avuçluk gökyüzünü çok gördü düşman. Bir solukluk havayı çok gördü Türk’e.....
Mart 1990
Hüseyin BeşlerKayıt Tarihi : 10.5.2008 20:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1911-1923 yılları arası Türk milletinin zor yıllarıydı. Bir imparatorluk tasfiye ediliyor, yerine genç bir Türk devleti inşa ediliyordu. Bir tarih öğretmeni olarak bu süreci Lirik bir ifadeyle anlatmak istedim

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!