___I
boşalttığınız köyünüz
doldurulduğunuz dereniz
buza kesmiş yöreniz
aç tutulduğunuz günler
basın
dergiler
kitaplar
buza kesmiş cümlesi
yollar sıcak
onların ayak izleri
_____kokuları
_______kinleri
tandırda pişiyor
alevler yüreği közlüyor
dağlarda düşenler var
onurla
sevinçle
istekle
ve analar
buza kesmiş gözyaşlarıyla
kızlarını
kocalarını uğurluyorlar
dağlara
_____dağlara doğru
alnı açık
____ayağı çıplak
_________gönlü aç
yağıyorlar dağlara
___________dağlara
köyler
yalnız adı olan karaltılar
soluması için uğruna şehit düşülen
yolu yol
dili dil
nevruzu bayram oysun diye
sözlüsünü göremeden düşen
boynunda asker künyesi / reşit eren
şimdi kardeşine taşıtıyorlar
ana bedduası asker künyesini...
duyulmuyor yaşananlar
anadolunun güneydoğusunda
ölüyor insanlar/ ölüler ağlıyorlar
kalanlar suskun/ gözleri çöl
buza kesmiş gözpınarları...
kalanların yakacak ağıtı
atacak kurşunu/ söyleyecek marşı
yaşamlarına giren kavgası
buzları eritmiş dağları var
etekleri buza kesmiş de olsalar
dağlarda solmuş gülleri ararken
gözaltına alınan
dipçiklenen
yıldırılamayınca öldürülen
analar
babalar
uzak yakın akrabalar
koruculuk
ölüm
ve sürgün arasında
ajanlaşan/ ajanlaştırılan
ve
puştluğun
gecede yetmişyedi kapı dolaştığı
diri dağlarda soldurulanlar
ez bamırım
_________diyerek
çocukların yüreğinde acı
gençlerin dilinde bayrak
anaların dilinde ağıt
sevgililerin aynasında özlem olan
kimlik savaşçıları
etekleri buza kesmiş dağlarda
ali rıza aldoğanın güneş patlamasını
nevruz ateşini yakan gözleri
varlık yokluk bunalımını özünde duyan
sıddık bilginin dul eşi müzehher bilgin
etekleri buza kesmiş dağlarda doğan
güneş parçası yıldızları karartan
kara
insanlık karası
geceyi geceyle aratan karabulutlar
ve sert esince munzurun asi rüzgarları
dağılan
çark eden
ve geldiklerinden daha hızlı gidecek olan
hayın
çıyansı
kudurmuş dolu bulutları
işte
güneşin ilk ışıkları
kanı cana dönüştürüyor
canı savaşa
silopi
cizre
şırnak
buza kesmiş derebaşı
oysa ısınıyorum gömütlükte
gömüttaşlarına bakınca
biliyorum yalnız olmadığımı
ve korkuyorum
ya ölülerimi de alırlarsa
buza kesmiş dört yanım
puşt zulası
kurşun boğması
sahilerine yıktırdılar evleri
gömüttaşları ayakta
dimdik
onlar da bekliyorlar
yeniden öldürülmeyi
gereçöliya oturmuştu göğsüne cudinin
derebaşıydı
dağbaşı değil
tohum toprakta soluksuz
tencerede çorba tuzsuz
yatakta könekler
sandıkta kuşaklar
üstü sıcak
etekleri buz
cudi de
____buza
_____kesmiş
çocuklar
çocuklarımız
çocuklarımız
ve yıl bindokuzyüzdoksanbir
kendi topraklarına mülteci kabul edildiler
bir kısmı da
bölücü damgasıyla
yurdundan
botandan yani
yani yardan ileri yardan sürgün edildiler
madenci karıncalar toprağa işliyorlar
bütün yoğunluğunu yaşamın
dolduruyorlar kanı ambarlara
kan
yaşama dölleniyor güneşle
buza kesmiş dağlarda
çıldırtan güzelliğiyle
güneşin ilk ışıkları
peşmergelerin gözlerinden yansıyarak
yakıyor nevruz ateşini
ve demirci ustası kawa
daha gür vuruyor şehirlere çekicini
ve
berfin de öğrenecek
okumanın yanında ekin biçmesini
ORASI’na AĞIT II
(akan kan ve gözyaşıydı
ve bir ulus yitmek üzereyken kültürüyle
ayağa kalktı/ yüzyıllarca süren suskunluk
ağlama sırası bize gelince bozuldu
şimdi konuşuyoruz/ konuştuklarımız
ağlatıyor halkları/ asıl konuşması
gerekenler kalkmadıkça ayağa/ noluyor
demedikçe/ kan ve gözyaşıyla beslenecek
kafatasçı beyinler)
duyurmadan
arkasından
o kadar çok kurşun atıldı ki bu halka
ahmed usta yazamadan yitti
otuzüç kurşun ve üstünü
(o kadar yumduk ki gözlerimizi)
aynı köklerden beslenen
gövdenin dalları
birbirlerinin meyvalarını çalma derdindeyken
güneşçiçeği onyıllardır
onurlu yaşama dışgebe yurdumun
onursever kanıyla sulanmış topraklarında çiçekten ürüne dönüşme derdinde
Kayıt Tarihi : 9.9.2007 02:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

vatan diye diye kıyılıyor insan,
can malın yongası oldu,
mal için kendini feda ediyor insan,
insan arsızca sarılıyor,
tüketebileceğinden fazlasına
sular tersine akıyor,
dünya da aya benzeyecek yakında.
TÜM YORUMLAR (1)