Oradaydım Şiiri - Birol Hepgüler

Birol Hepgüler
336

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Oradaydım

- Yarın dükkanınızı açmıyacaksınız dedi kısa boylu olanı, anlaşılan en cesuru, en atak olanı oydu. Hallerinden, tiplerinden ne oldukları, ne iş yaptıkları aşağı yukarı belli oluyordu.

Eczanede bir tane bayan müşteri vardı. - Acele etme, telaşlanma, sakin ol der gibilerinden baktı Nursan hanım, ben de telaş etmeden ilaçlarını tarif edip gönderdim müşteriyi.

Altı- yedi ay kadar önceydi 12 Eylül 1980 den. Şubat'ın sonu, yahut Mart ayının başıydı. Soğuk yağmurlu bir gündü. Esentepe Yıldızposta caddesinde Nursan Eczanesinde çalışıyordum, saat öğleden sonra 14 00 gibiydi, tek tük müşteriler gelip gidiyordu. Tam o sırada girdiler içeri, dört kişiydiler, üçü erkek! biri kız.

Kızın başında soluk kırmızı bir bere vardı. Boynunda siyah atkı, makyajsızdı, güzel de sayılmazdı. Sigara içiyordu umursamaz bir tavrı vardı. Adamlardan ikisi kısa saçlı, biri at kuyrukluydu, üçü de bıyıklı, biri kirli sakallıydı,hepsinin ayağında kot pantalon vardı, kız da dahil.

-Yarın dükkanınızı açmıyacaksınız dedi, en kısa boylu olanı, anlaşılan en cesuru, en atak olanı oydu... Yirmibeş yaşındaydım, en deli zamanımdaydım, belanın üstüne giderdim, inatçıydım. Şu konuşana bi kafa giydirsem eminim bi daha yerden kalkamazdı, ya sabır dedim.

- Şovalye ruhlu, korkusuz cesur bir kadındı Nursan hanım. - Niye, neden, ne münasebetle, siz kim oluyorsunuz diye ünledi. İlk defa konuştu kız olanı.- Yarın bu bölgede hiç bir dükkan açılmayacak, sonra karışmayız, sizin içinde iyi olmaz mealinden bir şeyler geveledi, kısa, atak, cesur! olanı devamını getirecekti ki sözünü Nursan hanım kesip, - Biz yarın nöbetçi eczaneyiz, eczanemizi açmaya mecburuz ve açacağız, bize kimse karışamaz, kimseden de korkumuz yok, dedi. Ne de olsa babası Hava Kuvvetlerinde uzun yıllar bulunmuş bir subay kızıydı, böyle üç beş çapulcuya papuç bırakacak biri değildi. Otuz yaşlarında boylu poslu, zarif ve de film artistleri gibi çok güzel bir kadındı. Bazen mavi, bazen yeşil bakan çok güzel gözleri vardı, ama şimdi şimşek şimşek bakıyordu, yüzü al al olmuştu, lafa karıştım - Biz yarın eczaneyi açacağız, gece de nöbetçiyiz, sıkıysa gelin siz kapatın. Bizden böyle bir direnme beklemiyorlardı anlaşılan, aralarında hafifçe homurdanarak geldikleri gibi çıkıp gittiler eczaneden...

Anarşinin en yoğun olduğu, insanların kimvurduya gittikleri, kalleşlerin pusu kurduğu,otobüs beklerken duraklarda kurşun yiyenlerin, Türkiye'nin bazı illerinde kurtarılmış mahalle ve sokakların olduğu, biri sağcı, biri solcu iki kardeşin birbirini vurmaya kalktığı, hava daha kararmadan insanların evlerine kapandığı, siyasi cinayetlerin artık vaka-i adiyeden sayıldığı dönemlerdeydik. Nöbete ben kalıyordum ama bütün günde beraber çalışacaktık. - Çekinirmisin? yarın gece nöbet tutmaya, dedi eczacı hanım. Ne çekinmesi, ben böyle durumlara, olaylara aslında bayılırım. - Yok, niye çekineyim ki dedim...

Ya biz çok cesurmuşuz, ya millet çok tedirgin. Çünki ertesi gün koca Mecidiyeköy, Şişli'nin büyük bir bölümü, Gayrettepe, Esentepe ve o civarlarda açık olan dükkan iki elin parmaklarından azdı.
Şehir susmuştu adeta, hava puslu karanlık, yollar, binalar ağaçlar suskundu. Ne gelen vardı ne giden, sokaklarda kimsecikler, ama kimsecikler yoktu.
Hiç tırsmadık, sanki herşey çok olağandı, öğle olunca yemek yedik çay içtik, bir kaç el tavla oynadık, tek tük gelen müşterilerle ilgilendik. Radyodan Şişli ve Mecidiyeköy'de bazı işyeri ve binalara ve karakola saldırılar yapıldığı haberleri söyleniyordu. Yıldızposta caddesinden askeri araçlar geçiyordu.. O sıralarda Ali Sami Yen stadının bahçesine askeri garnizon kurulmuştu. - Bak kardeşim dedi Nursan hanım, ben bunlar gibi birkaç anarşiste, çapulcuya pabuç bırakacak insan değilim ama seninde canını, güvenliğini tehlikeye atamam. Israrlarıma rağmen beni gece nöbetinde yalnız bırakmaya gönlü razı olmamıştı eczacı hanımın.
Hiç korkum endişem yoktu, hatta böyle maceralı işler hoşuma bile giderdi ama anlatamadım, dinletemedim. Patron oydu, telefon etti kendini tanıttı, durumu vaziyeti anlattı. Saat 18 30- 19 00 gibiydi, hava çoktan kararmıştı. Bir askeri kamyonda bir manga asker bir onbaşı geldi, başlarında bir de teğmen, selam verdi girdi içeri, selamını aldık hoşgeldiniz dedik. - Bu canavarlar sizin emrinizde, sizi koruyacaklar bu gece dedi. teğmen. Çay ikram ettik, içti teşekkür etti ve gitti.

Çok büyük bir eczane değildik yedi asker dışarıda kaldı, beşini içeri aldık. Saat 20 30'a geldiğinde Nursan hanımı istemiye istemiye zorla evine gönderdik. Hava soğuktu, gelen giden de zaten bu soğukta pek yoktu. - Girin çocuklar içeri dedim kalanlara, oturacak yer bile yoktu. Kimi ayakta, kimi yere ilişmiş onbir asker bir onbaşı.

Çay demledim onlara, sigara ikram ettim, konuştuk, sohbet ettik, dertleştik. Biri Aydın'lıydı, biri Artvin'li, biri de Rize'li. Ötekileri hatırlamıyorum. Memleketin kara, kapkara bir gününün gecesinde sabahı ettik Hamdolsun.

Uyuyamamış, sabah erkenden geldi Nursan hanım, elinde simitler açmalar. Çayla servis yapıp doyurduk askerlerimizi, yarım saat sonra da genç teğmenleri geldi. Teşekkür ettik, iftihar ettik, yolcu ettik. Onlar da vazifesini yaptı, biz de huzur içinde...

Böyle bir şey olmuş mudur Türkiye Cumhuriyet'inde, olmuşsa çok az olmuştur her halde, çok entersan ve keyifli bir geceydi.
Ah, bir fotoğraf makinem olsaydı da resimleseydim o muhteşem geceyi...

(14 Aralık 1993)

Birol Hepgüler
Kayıt Tarihi : 12.9.2008 16:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Dilerim ülkem bir daha yönü hangi taraftan esrse essin böyle talihsiz mevsimlere uğramasın. (12 Eylül döneminde 650 bin kişi gözaltına alındı, 230 bin kişi yargılandı, 50 kişi idam edildi. Aralarında 17 yaşındaki Erdal EREN' de vardı. 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı, 30 bin kişi yurtdışına kaçtı, 171 kişi gözaltında öldü, siyasi partilerle birlikte 23bin dernek ve sendika kapatıldı.)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Emine Tokgöz
    Emine Tokgöz

    Acı ama gerçek .Çok iyi hatırlıyorum o dönemleri.Allah polisimizi ve askerimizi başımızdan eksik etmesin.Umarım yaşanmaz böylesi günler bir daha (gerçi çok daha beterleri yaşanıyor da -: ((( )

    Acı bir anı da olsa paylaşım için teşekkürler

    Cevap Yaz
  • İbrahim Eroğlu
    İbrahim Eroğlu

    harika bir paylaşımdı

    duyarlı yüreğinize selamlar...

    Cevap Yaz
  • Ayşe Yarman Öztekin
    Ayşe Yarman Öztekin

    Hafizaları yenileyen, ders alınası yazınızı, iyi ki de yazdınız.
    Tebriklerimle.

    Cevap Yaz
  • Alaaddin Uygun
    Alaaddin Uygun

    k u t l a r ı m

    Cevap Yaz
  • Zeynep Yağmur
    Zeynep Yağmur

    Hatırlamak bile istemediğimiz çok kötü günlerdi..Dilerim tekrarı olmaz yaşananların ve dilerim geleceğin gençliği böyle kötü oyunlara gelmez..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (33)

Birol Hepgüler