Yorgun yolcuları belinde ağrı,
Bana mı bıraktınız bütün unutkanlıkları.
Yaşanmadık yazlar mı?
Kaldı geri,
Getirin
Atacağım, dipsiz kuyulara bütün günahları.
Melekler mi pişman doğduklarına,
Ağlayan çocukların gözyaşlarında,
Derler mi çağlıyor
Yoksa…
Dağılan bulutlardan kalan hatıra,
Anlatsa,
Aynalarda çukurlaşan gözleri…
Sararmış,
Pancar tarlası gibi,
Neyin ifadesi…
Öyle sürükleyici bir akıntı ki bu,
Dünyanın durduğu nu,
Zamanın yokluğunu,
Kanda, durmadan haykıran umutsuzluğumu
Unuttum…
Bir fırça,
Bir fırça darbesi daha,
Bir karış yol,
Bir karış daha,
Sabah mı?
Akşam mı?
Durdu ya dünya.
Anlamasızdır bu sözcükler,
Daha
Kimler geçiyor sokaklardan,
Durmadan konuşan
Kim?
Kapı altı,
Pencere üstü,
Ora, bura
Geldik kapı ağzına,
Son fırçayı sürüyor bilek.
Parmaklar isyan etme dimi ki?
Sen,
Uzun bir şerit gibi
Gelip geçtin,
Yıkıp gittin…
Bir şişe süt mü alacak,
Hançerlerin agu sunu damarlardan.
Kayıt Tarihi : 29.12.2011 23:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!