“Çanakkale’ nin Çocuk Şehitlerine”
Yıl 1915, yer Çanakkale
Havada kan ve barut kokusu
Yabancı donanmalar denizde
Dönmüştü yarımada mahşer yerine
Toplanmış yedi düvelin leş kargaları
Başlamışlar hasta adamı! ? diri diri didiklemeye
Ferman buyurdu Sultan Mehmet Reşat Han
İrademdir “ Mektebi Sultanilerin 9. sınıflarının üstünün
Cüssece müsait olanları tez, cepheye sevk edile! …
Durum bu kadar mı vahimdi?
Demek tükenmişti babalar, abiler, dayılar, emmiler
Demek iş başa düşmüştü, kuzgun da leşe…
Onlar, birkaç avuç çocuktular asker içinde
Taze fidanlar gibi körpecikti bedenleri
Ellerinde mürekkep lekeleri
Dillerinde kahramanlık türküleri
Yüreklerinde vatan sevgileri
Ve adını sır gibi sakladıkları sevgilileri
Çamaşır iplerinde asılı kaldı okul giysileri…
Bilmezlerdi ki top kaç okka çekerdi?
Acep mermi ne kadar hızla giderdi?
Ya neden ağırlaşırdı omuzda dururken tüfek?
Ve çakırdikenleri delince çarıkları
Taşlar nasıl parçalardı ayakları? ...
Bilmezlerdi savaşın ne canlar yuttuğunu
Öldürmenin, ölmekten çok daha zor olduğunu…
Tek şey bilirlerdi Onlar sadece:
Vatanın mukaddes olduğunu…
O yüzden hiç bakmadılar geriye
Okul pikniğine gider gibi
Güle oynaya koştular cepheye,
Öleceklerini bile bile…
İkibinbeşyüz tıbbiyeli can verdi Çanakkale’ de
Dört yıl mezun veremedi Haydarpaşa Darülfünun-u Tıbbiye
Ertesi yıl duvarlarını boyadılar baştanbaşa siyaha
Okul binası bile büründü mateme…
Balıkesir Necati Bey Erkek Muallim Mektebi,
Galatasaray, İzmir ve Konya Liseleri de öyle
İşte yürek parçalayan bir belge aynen şöyleydi:
Balıkesir Mektebi Sultani’sinin Diploma Defteri;
Mektebimiz Harbi Umumi sebebiyle
1915-1916 tedrisat yılında mezun veremedi
Yukarıda adı geçen güzide vatan evlatlarımız
Şahadet diploması ile şereflendirildi…
Bu satırlar birer zehirli ok olup yüreğimi deldi…
Ey bu kutsal topraklara kanından kan, canından can katıp
Vatanlaştıran ÇOCUK ŞEHİTLER! …
Kokunuzu özlemez mi sandınız babalar?
Hasretinize dayanabilir mi analar?
Söyleyin; nasıl kıyarım toprağınızı çiğnemeye?
Nasıl kıyarım söyleyin hele? …
Binlerce selam ve dua sizlere
Öptüm toprağınızı, ÖPTÜM
Yüreğime sığmayan, saygı dolu sevgilerimle…
Mart 2009 İzmir
Naime ÖzerenKayıt Tarihi : 13.3.2009 12:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çanakkale ' nin Çocuk Kahramanları Onların futbol topları yoktu.Hele sizin gibi topları hiç olmadı.Çaputları birbirine dolayıp bezden bir top yapmışlardı belki.Onunla da kimbilir kaç kez oynama fırsatı bulmuşlardı? Sizce en büyük eğlenceleri neydi? Gökyüzünde salınan bir uçurtmaları olmuşmuydu? Gece yattıklarımda neyin hayali ile uyumuşlardı? Hayal kurmak için hiç fırsatları olmuşmuydu acaba? Bugünkü rahatlığımızı borçlu olduğumuz onlar: babaları cephede olduğu için birşeyler istemek şansına sahip değillerdi....Ve birgün hepsinin üstüne görev düştü: 'VATAN İÇİN ÖLMEK...' Tereddüt etmeden gittiler. Öyle güzel, öyle güzeldi ki gittikler yerler. Gittiler ve bir daha geri dönmediler. İvrindi nin Mallıca köyünden 104 yaşında vefat eden Azman Dede Çanakkale savaşına katılmış gazilerimizdendi. Gençliğinde iki metreyi aşkın boyu,dev görünümüyle insan azmanı sayılmış herkes ona azman demeye başlamış,soyadı kanunu çıkınca da Azman soyadını almıştı. Esas ismi adeta unutulmuştu.Yıllar önce bir yerel araştırma sırasında Mallıca köyü kahvesinde kendisiyle görüştüm. Kulakları ağır işitiyordu. Köylülerden biri yardımcı oldu.Benim sorduklarımı kulağına bağıra bağıra söyledi. Onun sesine alışkın olduğundan anladı. Sordukları mı cevapladı. Söz Çanakkale`ye geldiğinde o koca ihtiyar sarsıla sarsıla, hıçkırıklar içinde ağlamaya başladı. Kendi zor duyduğu için kan çanağına dönen gözleriyle bize de duyurmak için bağıra bağıra anlatmaya başladı: -'Bir hücum sırasında bölük erimişti. Yüzbaşı telefonla takviye istedi. Gece yarısı siperleri takviye için istediğimiz askerler geldi. Hepsi askere alınmış gencecik insanlardı. Ama içlerinde daha çocuk denecek yaşta üç-dört asker vardı ki hemen dikkatimizi çekti. Bölüğü düzene soktum.Yüzbaşı gelenlerle tek tek ilgileniyor, karanlıkta el yordamıyla üstlerini başlarını düzeltiyor, sabah yapılacak olan süngü hücumuna hazırlıyordu. Sıra o çocuklara geldiğinde, o cıvıl cıvıl şarkı söyleyerek gelen çocuklar birden çakı gibi oldular. Yüzbaşı sordu; 'Yavrum siz kimsiniz? ',içlerinden biri; 'Galatasaray Mektebi Sultanisi talebeleriyiz Vatan için ölmeye geldik! ..' diye cevap verdi. Gönlüm akıverdi o çocuklara. Bu savaş için çok küçüktüler. Daha süngü tutmasını bile bilmiyorlardı. Onlarla ilgilendim. 'Mermi böyle basılır. Tüfek şöyle tutulur. Süngü böyle takılır. Düşmana şöyle saldırılır! ..' diye. Onları karşıma alıp bir bir gösterdim. Siperlerin arkasında ay ışığında sabaha kadar talim yaptık.Gün ışımadan biraz dinlensinler diye siperlere girdik. Ortalık hafif aydınlanır gibi olunca hep yaptıkları gibi düşman gemileri gelip siperlerimizi bombalamaya başladılar. Yer gök top sesleriyle inliyordu.Her mermi düştüğünde minare gibi alevler yükseliyor birgün önce ölenlerin kol, bacak, el, ayak gibi parçaları havaya kalkan toprakla siperlere düşüyordu. Mermiler üzerimizden ıslık çalarak geçiyordu. Siperler toz duman içinde kalmıştı. Bir ara yüzbaşı 'Azman yandık! ..' diye siperin köşesini işaret etti. O şarkı söyleyerek sipere gelen, sanki çiçek toplarmış gibi neşeli olan o çocuklar siperin bir köşesinde sanki bir yumak gibi birbirine sarılmış tirtir titriyorlardı. Çocuklar harbin gerçeği ile ilk defa karşılaşıyorlardı.Ürkmüşlerdi. Yüzbaşı yandık demekte haklıydı. Muharebede bir ürküntü panik meydana getirebilirdi. Tam onlara doğru yaklaşırken içlerinden biri avaz avaz bir marş söylemeye başladı! .. Annem beni yetiştirdi bu yerlere yolladı Al sancağı teslim etti Allah a ısmarladı. Boş oturma çalış dedi hizmet eyle vatana Sütüm sana helal olmaz saldırmazsan düşmana -baktım hemen biraz sonra ona bir arkadaşı daha katıldı. Biraz sonra biri daha... Marş bitiyor yeniden başlıyorlar. Bitiyor bir daha söylüyorlar.Avaz avaz! .. Gözleri çakmak çakmak... Hücum anı geldiğinde hepsi süngü takmış, tüfeklerine sımsıkı sarılmış, gözleri yuvalarından fırlamış dişler kenetlenmiş bekliyorlardı. O an geldi. Birden yüzbaşı 'Hücum! ..'diye bağırdı. Bütün bölük, bütün tabur, bütün alay cephenin her yerinden fırladık. İşte tam o anda, tam o anda, o çocuklar kurulmuş gibi siperlerden fırlayıverdiler.İşte o an. Tam o an bir makineli yavruları biçiverdi. Hepsi sipere geri düştüler. Kucağıma dökülüverdiler.Onların o gül gibi yüzleri gözümün önünden gitmiyor. Hiç gitmiyor! .. İşte ben ona ağlıyorum, o çocuklara ağlıyorum! ..'Azman dede ağlıyordu. Ben ağlıyordum. Kahvede kim varsa ağlıyordu.Kahveci gözyaşları içinde bize çay getirdi. Eğildi; 'Azman dede hep ağlar. Niye ağladığını bugün ilk defa anlattı.' Dedi. Bu şiirime sesiyle hayat veren sevgili dost yürek AZADE cana gönülden teşekkürlerimi sunarım...
![Naime Özeren](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/03/13/optum-topragini-canakkale-m.jpg)
ruhları şadolsun
Vatanlaştıran ÇOCUK ŞEHİTLER! …
Kokunuzu özlemez mi sandınız babalar?
Hasretinize dayanabilir mi analar?
Söyleyin; nasıl kıyarım toprağınızı çiğnemeye?
Nasıl kıyarım söyleyin hele? …
Binlerce selam ve dua sizlere
Öptüm toprağınızı, ÖPTÜM
Yüreğime sığmayan, saygı dolu sevgilerimle…
Duygulanarak okuduğum, samimi yürek sesinizi canıgönülden alkışlıyorum sevgili can şiir ablam..
Nice başarılara dileklerimle..
Saygı, Sevgi ve Selamlarımla..
Vatanlaştıran ÇOCUK ŞEHİTLER! …
Kokunuzu özlemez mi sandınız babalar?
Hasretinize dayanabilir mi analar?
Söyleyin; nasıl kıyarım toprağınızı çiğnemeye?
Nasıl kıyarım söyleyin hele? …
Binlerce selam ve dua sizlere
Öptüm toprağınızı, ÖPTÜM
Yüreğime sığmayan, saygı dolu sevgilerimle…
Mart 2009 İzmir
Naime Özeren
Bu güzel Kahramanlarımızın anısına yazılmış.
şehitlerimizin kanıyla sulanmış yarımadanın değerini,şiirle süslendirip sunmanızı beğeni ile okudum.Ruhları şad olsun.Binlerce rahmetler şehitlerimizin olsun
Makamları cennet olsun.
Yüreğinize sağlık diyorum.
listemde
tam puan
saygılarımla
Osman Karahasanoğlu
İşte şiir budur diyerek yürek sesinizi,şiirinize can veren sesi binlerce kez kutluyorum,alkışlıyorum.
Duyarlı kaleminize saygılar +10 ve ant.
TÜM YORUMLAR (83)