oooy sevmişem seni kış uykuları
ayının avuçlar gevdiği gibi
içinde saf temiz soylu duygular
tenha bir mağara sevdiği gibi
gezerdim hep iyi giyim kuşamlı
sevgilim ben senle olsam nişanlı
tarihte bir devlet o anlı şanlı
osmanlının tuğra sevdiği gibi
yapması komuyor kişide sabrı
sanki suda açan çiçektir ebru
meleklerin iyi insanın kabri
garketmeyi nura sevdiği gibi
oooy sevmişem seni.. titrek bir elin
aktarmak türküsü şu nazlı gelin
gayesi üstünde gezerken telin
bağlama ud cura sevdiği gibi
sevdan verir bana tarifsiz eza
anlatmaya sözcük yetmiyor keza
vazife aşkı bir polisin ceza
kesmek kamyon tıra sevdiği gibi
şeklen kaşlarında keman yayının
esiri olmuşum selvi boyunun
yurdum yaylaları keçi koyunun
yayılmayı kıra sevdiği gibi
oooy sevmişem seni şahidim Allah
adana halkına denirmiş fellah
gözüm senden başka görmüyor vallah
yahudinin para sevdiği gibi
uzmanıca aşka dair sanatın
gönlümde sürüyor tüm saltanatın
yarışa meraklı bir rahvan atın
en çok açık ara sevdiği gibi
oooy sevmişem seni.. el kah hap kah ip
her daim intihar fikrine sahip
pazarları vaaz veren bir rahip
ve hubların kara sevdiği gibi
kiminin yönetim gider ağrına
savcı hüküm özet yazar bağrına
onun inandığı dava uğruna
çekilmeyi dara sevdiği gibi
oooy sevmişem seni.. insan neslinin
sevmesi öyküsü kerem aslının
ve çok zaman ayrı bir sivaslının
yıldızeli zara sevdiği gibi
üzeri uzanmak kadar karların
soğutmak amaçlı halkın zarları
iş bilmez mıymıntı iktidarların
yastık altı lira sevdiği gibi
etkisi yapıyor eda tavırın
filmini izlemek ömer kavurun
patates tutkunu alman gavurun
soğuk bir tas bira sevdiği gibi
oooy sevmişem seni.. altı avaze
seni sevmek içi bal dolu vaze
gönlün yurdum bağı sıkılmış taze
üzüm suyu şıra sevdiği gibi
meşesi bol olur bizim özlerin
ocağın üstünde duran közlerin
cigara sevdası yanan gözlerin
yüklenmeyi kora sevdiği gibi
oooy sevmişem seni yemin ve ant'ın
gölgesi.. yolunda giderim kant'ın
ormancı kadrinin peşinde rant'ın
yontulacak çıra sevdiği gibi
doğal hayat içre yaban kazların
aşk ile beklenen bahar yazların
karadeniz taraf bizim lazların
tepinmeyi hora sevdiği gibi
kalbimde bu sevda benziyor lava
harında kızarır patates tava
av telaşı kurdun bir sisli hava
tipi ile bora sevdiği gibi
oooy sevmişem seni.. ol buna emin
özlemle hep seni aradım demin
ismin yazma ister kurşun kalemin
okullarda sıra sevdiği gibi.. sevmişem seni.. aah amaan aman yaaar...:0((
........................
avlanırız çayda balık
şu pazardan ağ alırsak
toplanırız bölük bölük
ölmez olur sağ kalırsak
bulur oluncası azı
şükürle getirdik yazı
toplarız bahçadan pazı
ölmez olur sağ kalırsak
satan şeytanına uyar
bu tarlaya nasıl kıyar
ekeceğiz badem hıyar
ölmez olur sağ kalırsak
kriz sürer dedi iso
dayan dur kardaşım hüso
yeşil yonca yeriz paso
ölmez olur sağ kalırsak
ne zor bulma şimdi azık
vatana millete yazık
çakarız dünyaya kazık
ölmez olur sağ kalırsak
hayat vurmaz diye tekme
sen yeterki tasa çekme
denerdik başa saç ekme
ölmez olur sağ kalırsak
fakir içsin ayran öze
zengin muhtaç tatlı söze
girer idik belki göze
ölmez olur sağ kalırsak
kazma kürek girişiriz
zor menzile erişiriz
kriz sonu görüşürüz
ölmez olur sağ kalırsak
boşta imiş değil dolu
yokuş aşşağ aldık yolu
buluruz vitesin kolu
ölmez olur sağ kalırsak
yeşeriyor dalda gazel
yar gözlerin nede güzel
konuşuruz sonra özel
ölmez olur sağ kalırsak
çıktık edirneden karsa
tırafikten tırsa tırsa
görmeliydik birde bursa
ölmez olur sağ kalırsak
ayağıma nasıl tav yar
sende beni öyle sev yar
yiyecektik daha havyar
ölmez olur sağ kalırsak
ne dediğim bileceğim
gözyaşımı sileceğim
bende bir gün güleceğim
ölmez olur sağ kalırsak..
apış aramda yakaladım tuttum keneyi..
dağıttım ağzını burnunu kırdım çeneyi
kaza belasız atlatırsak yılı seneyi
hayrına koç koyun kesip kurban edeceğim
yemeğe gelmez isen yaaar ben sensiz nideceğim..
insan teni ağrımaz böyle olsa yanacak
köpek soyumu nedir daladı kol ile bacak
gelse kündeye kene elde satırla nacak
kırpacak gövdesini ey benim sevdiceğim
yontacak el ayak çıra gibi dideceğim
sağım sonu başladı bende kasık kaşıma
ağu kattı meret sanki ekmek aşıma
muayenede çıkmaz ise virüs taşıma
ben yine başım alıp gurbet ile gideceğim
orda yazlar kışlarım koyun kuzu güdeceğim.. yaar...
.........................
ormanı sevgi korur.. yemeği kepçe kevgir.. dağıtır verir..
sahip çıkma ormanına
hayatın söner mum gibi erir
gururu var haklı
ormanda saklı güzelliğe.. sahip çıkmanın
ilişme balta ile
vebali büyüktür..
zavallı kuşların.. yuvasını yıkmanın
şanına yaraşırmı.. koparma fidanı.. o henüz bebek
sabahları tırman dağ yolunu zayıflasın erisin göbek
asumanı.. amadedir.. böyle şeye sevgili şebek
ılık ılık eser rüzgar barındırmaz insan saçı en ufak kepek
hafifleşir gıram nispeti hem temizlenip saçın adeta ipek
kuytuları..
ye dediği cinsten hekim lokmanın
yaban erikleri türlü biçimde
ve hazzı duymak içinde çam sakızı reçine kokmanın
ormanın var iken yoktur yeri kuraklıktan korkmanın
dere boyu gitsek ark iz
ne güzel kokacak yarpuz
ben çalarken tarladan karpuz
sen tadını çıkarmaya bak daldan dala sarkmanın
orman içre dalıncası ey dağların elik
derin nefes çek içe boş kalmasın ciğerlerde en ufak delik
üstelik bronşları doyurur oksijene beler
seni yaşatacak neler var neler
her dağın başı bir şipşirin koyun ardında sevimli kuzusu meler
ormanına ümit bağla o ağlarsa sende ağla
adam utanç duymazmı hiç
elbisesiz çıplak dağla
bağlanır yolları kalır çaresiz
şehire inmesin dağın ayısı
sayısı belirsiz ortak paydalar
sanma tek sana has tek sana özel
koruma istiyor kereste kalas
kuşu kurdu ile bu orman palas
benzer noktalar var ebedle ezel
yağmuru görmesin çimenler taze
ve ayaklar altında kurumuş gazel
tıklamak gerek bazı
çıktığınca avazı.. orman nokta kom
ağrıtmasın başı sayısal sözel
yemişim çetrefil denklemini polinom
orman ne güzel ne güzel.. hoptaralelli tirinom tirinom..
....................
soyunur dalarım oynarım oyun
suyun yüksekliği boyu yutuyor
kanalın çevresi güderim koyun
kurbağalar bana ağıt tutuyor
diyorlar ''kulak ver! gel sen sazıma''
dinlerim sesleri benzer nazıma
alışkanlık yaptı sanki ağzıma
içi tütün dolu kağıt tutuyor
avurt andırır süt sağım gerdeli
yay gibi gerili ayak perdeli
bulduk diyorlardır aha bir deli
kimbilir deftere kayıt tutuyor
ötmekte kadere isyan edende
ortada yok iken sebeb nedende
pörtlek göz hacimce iş bu bedende
bir hayli önemli boyut tutuyor
kapkara geceler adeta zindan
haince bıçaklar çekilir kından
habersiz görünür dişisi bundan
belkide kendini soyut tutuyor
açmışım bağrımı durma hiç ırak
beraber seninle aile kurak
akabi nameler bol vırak vırak
tasdikliyor çevre teyit tutuyor
düşürür bazıda kurmasın ağı
sırları örtüyor bitki yaprağı
girmesin altına taşı toprağı
söğüt kökü ile hayıt tutuyor
fakirem yollarım yokuş sarp ağa
bana ilham verdin ulan kurbağa
siz sebeb bakmadım sol ile sağa
bilmem bu şiir kaç beyit tutuyor..
..........................................
indim dereyede karşı cinse yapmaktalar kur
sanmam iki yüzlü yalan riyacı
hicranlı bir sesle şarkısın okur
yaygaracı kurbağalar aysun kayacı
onların sesinden uykum kaçıyor
ay dökmüş saçları suya saçıyor
bekarlık bağrıma yara açıyor
yalnızlık ne acı aysun kayacı
ne olur birlikte olsaydın benle
saatte giderdik yetmiş seksenle
seversen yemeyi avlardık senle
kekliği turacı aysun kayacı
kalbime açtığın derin izlerle
sohbet etmek senle tatlı sözlerle
izdivaca belki pörtlek gözlerle
kurbağa aracı aysun kayacı
çobansam değilem büsbütün cahil
pıroflar ne bilir gezmeyi sahil
olurduk organik tarımda dahil
turfanda seracı aysun kayacı
zannımca yazdığım şu kıta sondur
içimde bu harlı yangını söndür
kerem kıl aşkınla yeşile döndür
çorak yer kıracı aysun kayacı..
....................
bahçelerde patlıcan
yemez isem çatlıycam
ey sevgili ben sensiz
sıkıntıdan patlıycam
patlıcana bakıyorum
nede güzel şakıyorum
keçi gibi kokuyorum
şimdi suya atlıycam
patlıcanın sapı ince
bir yar sevdim adı yonca
mektubunu okuyunca
tam ortadan katlıycam
bahçede patlıcan buldum
yar ben sana hasta oldum
iki kutu pasta aldım
doğum günün kutluycam
patlıcanı kaba koyun
kabuğunu hafif soyun
sen ağaç ol bende koyun
hep gölgende otluycam.. yaaar...
....................
sen ensemde esen bir bahar yeli
sen daim inler şu sazımın mızrabı teli
sen omzu sevda yükü yorgun ayağın
birgün müşteri oluş beklediği taşra oteli
belirir saçımda vakitsiz aklar
beni yalnız senin sabunun paklar
aklıma düşürür bir koyu söğüt gölgesi
dökülmeye gör göğsüm üstü zülfün teli yar
kamufle eder beni gizleyip saklar
sen sıcaklarında haziran ayı
sen için için içimde yanan bir çıra
günler var çıkmadın bilmemki niçin
benimle birlikte pikniğe dağlara kıra
ağlarım bağrımı deler kederim
suratle kalkar el ederim
amacı otostop çekme
binmen muhtemel olan otopos kamyona tıra
sen derinliğine dalma istediğim okyanus dibisin
sen ırmağımsın sahra ve çöllerin serin nehiri
ve suları yüksek debisin
sen zorlarca burnumun mukoza dokusu
sen bahçemde bir gül
buram buram yeşil çimen kokusu gibisin..
hatırlatır seni bana her gördüğüm dal gazel
sen ülkem kadar tatlı zarif vede güzelsin
sen mülkiyet kuramı dışı farklı başkaca bir şey
sen yalnız bana ait bana özelsin
gözlerin nitelikce benzer yeşil üzüme
her hazan mevsim varsam sana ben bağ bozumu
o zaman vecd ile birden irkilir titrer dudağın
istem dışı olur ilgi odağım
sen avuçlarımda pambık bir çocuk yüzü
sen beş bin bölüm var bir bırezilya türü dizisin
sen ay ışığı varlık yokluğu müphem
sen önüm sıra yolun ayak izisin
yazık ki bitmiyor sana hasretim
sen boynuma vurulu zincir gibi yapışmış gurbetim
sen ekmeği banıp yediğim balım şerbetim
sen ömrümün varısın bütün servetim
sen yudum yudum yudumladığım tadı burukca aşk şarabım
yokluğunda bilsen nasıl viran nasıl harabım
sen tenimi saran fanilam sen bir yün çorabım
sen varlık sebebim toprak turabım
sen erişme istedikçe erişilmez ılgım serabım
sen canım sevgili serapımsın.. yaaar..
......................
Kayıt Tarihi : 9.6.2009 15:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!