Arkadaşım Memed’in dedesiydi,
Yaşlı,fakat elden ayaktan daha düşmemiş,
Gözleri zayıflamış,vücudu çökmüş,
Tarla toprak işlerini çoktan çocuklarına devretmiş,
Sadece bir nefesi kalmış,ama bilincini kaybetmemiş,
İstiklal Harbi gazisiydi Gürevin Dede.
Yatsı namazından sonra hemen yatardı,
Uykularında “Bölük dur” diye naralar atardı,
Bazende, “geliyorlar,ateş”der uykularından kalkardı,
Yan odada,gaz lambası ışığında ders çalışan torunlarının yanına gelir,
Rüyalarına giren seferberlik yıllarını yeniden yaşar,
Padişahlardan başlayıp isyanların bastırılmasına kadar anlatır,
Tam onyedi sene askerlik yapmıştı Gürevin Dede.
Yirmi yaşında askere gitmek üzere yola çıkmış,
Gidenlerin dönmediği yıllar,
Akrabalardan, komşulardan helallık almış,
Mahalledeki yaşlıları,hastaları dolaşmış,
Komşu kadınlardan birisi de yeni doğum yapmış,
Nur topu gibi bir kızı olmuş,
Bu haneye de uğramış,
Yeni doğan bebeğe uzun ömürler dilemiş,
Yola çıkıp asker ocağına katılmış Gürevin Dede.
Mısır’da İngilizlere esir düşmüş,
Tam yedi sene.
Esareti bitmiş,kaldığı yerden başka bir cepheye,
Cepheler kazanılmış,birde çıkmazmı doğuda isyanlar,
Gitmek varmış Bitlis’e,Muş’a Tunceli’ye.
Adana’da vermişler teskeresini,
Seferberlik bitti,herkes memleketine demişler,
Tren sülüsü yok,cepte para da yok,
Yaya çıkmış Adana’dan yola,
Altı ay yolculuktan sonra gelmiş memleketi Adapazarı’na.
Onyedi sene sonra bıraktığı yerden başlamış,
Askere giderken doğan kızla evlenmiş,yuva kurmuş,
Hayatı boyunca kendi yağı ile kavrulmuş,
Abdestinde namazında bir hayat sürmüş,
Mekanın cennet olsun Gürevin Dede.
(06 Haziran 2006)
Ömer Faruk BaykalKayıt Tarihi : 29.6.2006 10:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)