ONURUM
Dinle onurum;
Bu sana son sözlerim, son yalvarışım,
Belki de son isyan edişim.
Sana seni sevdiğimi tekrar tekrar anlatacağım.
Nasıl olsa biliyorsun mutlu olduğumuz günleri
Son bir defa hatırlamak istiyorum onurum
Ne günlerdi onlar onurum.
El ele, göz göze, diz dizeydik,
Herkes bizi kıskanırdı.
Hatırlıyor musun onurum?
Bir gün sana bir kız takılmıştı.
Kavga edipte gelip boynuna sarılmıştım.
Seni çok ama çok seviyorum demiştin.
Hep gelecekten bahsederdik.
Çocuklarımızdan,
Benim nine, senin dede olacağından,
Düşünüp gülerdik
İçimizden hemen büyüsek derdik,
Sonrasını hatırlıyor musun onurum
Ben seni hiç unutmadım onurum
Büşra okula daha yeni gelmişti.
Durup durup ondan bahsederdik.
Artık ne geleceğimizden bahsediyor,
Ne de gülüyorduk.
Sonra ayrılık mektubun geldi.
Bu mektubun senden geleceğine inanmamıştım.
Kendi kendime olmaz böyle bir şey diyordum.
Daha sonra ayrıldık,
Ne yapıyor, ne ediyor, adım adım izliyordum sizi.
Bir gün ikinizi de kantinde gördüm.
Yıllarca ayrı kaldıktan sonra,
Sanki aynı acıyı tattırmak istercesine
“düğün davetiyemi gör” dedin.
Gelmeyecektim ama dayanamadım.
Düğüne gelmiştim onurum.
Damatlığın içinde çok fevkalade olmuştun.
Ya Büşra o da güzel olmuştu.
Kendimi senin yanında görmek istedim.
Ama Büşra vardı.
Şimdiye kadar duymadığım bir kin duymuştum ona.
Binlerce kez lanetlemiştim onu,
Dolu gözlerle bir köşede sizi seyrediyordum, mutluydunuz
Dans ediyor, gülüyor, eğleniyordunuz.
Bir an göz göze geldik.
O an hiç bitmesin istedim.
Duydum ki çocuklarınız olmuş.
Biri oğlan biri kız,
Sana benziyorlarmış.
Dayanamayıp seni görmeye geldim onurum;
Tıpkı gençken hayal ettiğimiz gibi bir evde oturuyordunuz,
Hayallerimizdeki tek fark bu evde ben değil,
Büşra oturuyordu…
Kayıt Tarihi : 16.3.2008 14:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!