Sessiz limanlar çağırıyor beni çiçeklerin solmadığı kente davetiye var
Eskilerden kalma bir müzik duyumsuyorum gönlümün içine süzülerek akar
Varsın gecelerime doğan çoban yıldızı üstüme düşmesin ne yazar
İstemezdim vakit çabuk geçsin. Koca hiçlikler içinde geçti gitti azar azar
Limanım soğuk sensizlik buz gibi. Güneşim senin hayalinle doğar
Mevsimlerin çeşitliliğine aldanmışsın
Loş bir bahar esintisi gibi gönüllere dolarsın
En yoğun sıcaklığınla yaz güneşi gibi ışıldarsın
Mor renkli ilkbahar kokularıyla yeniden salınırsın
Tuhaf yağmurlara dönüşür yüreğine kışı salarsın
En onulmaz sancıların düğümleriyle savaşırsın...
Gülmek istiyordum bir bulut kümesinin yoğunluğunda
Onurlu bir geçmişin derin ve körelmiş sancılarında…
Nedensiz düşüncelerin esiri gibiydim her yaşam durağında..
Cisimsiz korkularla yüzleşirken bedenim tutsaklığında
Akıntıya kapılır, çağıl çağıl çağıldar sonsuzluğunda…
Öylesine bir hüznün buruk telaşı içindeydim.. susarcasına..
Zor zamanların dayanılmaz pençesindeydim...savrulurcasına...
Loş ışıkların önümü aydınlattığı bir yol takibindeyim yorulmazcasına...
Eski zamanlardan kalma yalnızlık dürtüleri vurur acımasızcasına..
Masmavi göklerimin hırçın martıları kanat çırpar uçsuz bucaklığına..
Sensizlikler şehrinde garip bir hüzün içindeyim
En zor anlarımın dayanılmaz sancılarındayım
Nasıl da zamansız bölünür uykularım
İsteksiz, savruk, yorgunluklar içinde duygularım
Sesim derinlerden gelen sancılarımla birleşir
Esir düşer bedenimin savunmasızlığına…
Herhangi nedenlere sığınmak yersiz, anlamsız
Olur olmaz duyguların hırçınlaşırdığı limanlarım şimdi ıssız
Şu dünyanın en elem verici yanı, değişmesi apansız..
Çok ister, yetinmeyi düşünmeyiz umutlara açız..
Aşk denen hileli oyunun perdesi kapandı, şimdi yalnızız..
Keşkelere sığınmanın doğru olmadığı bir zamandayız
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!