Kavrulan umutların boşluğa savrulan külleri gibi
Pervasızca geçiyor günler,penceremin önünden
Zahmetine değmeyen sevdaların rahmetine dualar dilimde
Şehrimin surlarını deliyor amaçsız rotasız kalabalıklar
Kahreden bir döngü var içimde,çember çember büyüyen
Yüreğin yangınına olmaz derman hiçbir sultandan gelen ferman
Gözler onda gönül onda gerisi alelade bir yalan
Ne vakit keşişse bakışlarımız ürkek bir güvercin havalanır
Namütenahi umudun masmavi semasına yol alan
Hiçbir derde tasaya yer bulunmaz asude ikliminde
Şehrin en kuytularında işlenmede hadsiz cinayetler
Geceye yakın hayata uzak saatler bilirim
Çalınmadan açılır hasretin demir sürgülü kapıları
Günaha eş ölüme kardeş vaatler bilirim
Pencere pervazlarında bekleşen aç güvercinler görürüm
Çağ yangınları tutuşur kalabalık yalnızlığın gün doğusunda
Tarumar olmuş bahçelerde kol gezmede asırlık hüzünler
Taş taş örülür hasretin soğuk duvarları bahtsız beldeme
Pervasız bir elem arz-ı endam eder ömrün bekleme salonlarında
Her istasyonda ayrı bir yenilgi,durak durak büyümekte acılar
Küllerini kaybetmiş bir zümrüd-ü ankanın çığlıkları titretir gönlümün rebabını
Kırılmaya ramak kalmış umutlar gibi
Temelsiz sevdaların nesnesi olmuş gönül
Tarife muhtaç adresler barındırmaz mutluluğu
Uzadıkça kahreden geceler getirmez esenliği
Şimdi rüzgarlarda süzgün bir mendile muhtaç
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!