Bir garîb eşref-i mahlûkat…
Yalan dünya sana kalsın istemem
Gönül barışsan da, sana küs demem
Aslı’yı kaybetmiş garip bir kerem
Kara kaşa ala kınasın yakmış
Öten bülbül ah ediyor figanla
Gün batımında güneşe sevdalanmışım
Birazdan geceye çalar gözlerin
Kaşlarının telleri kemanı çağrıştırır
Durgun ve usul usul ayak seslerin...
İşitme duyumu kaybettim
Yalnızca sesini hatırlayabilecek kadar sağırım
Sen ile başladı her şey
Uzayıp giden yollar vardı
Başı yılan gibi süzülen tepelerden
Yol ayrımları vardı
Koyuydu en zifiri gecelerden
Bir de gökyüzü vardı
En güzel çiçek mezarda oluyor
En güzel acılar yürekte
En taze koku teninde..
Zaman da geçmiyor
Çırpınmalarını dinliyorum yelkovanın
Geçmek bilmiyor hiç bir şey
Nitekim yaşamak bunu gerektirir.
Gülmek lazım
Her gün ölmek için
Ve bölmek için rüyaları
Dönmek lazım
Uzağa gidemeden inmek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!