Bu sokaktan öğrenciler geçer
Sabahın en erken saatlerinde
İşsizler ve işliler geçer
Sık dokuyarak adımlarını, kaldırım taşlarına
Çapaklarını ve acılarını dökerler.
Bu sokaktan orospular geçer
Sıcakmış, sıcakmış, çok sıcakmış.
Uçurtmalar rüzgar bulamamış.
Gelin çocuklar gelin
Rüzgar satıyorum
Karayel beş para
Lodos üç
Ne vakit kaldırsam yorgun başımı
Bir gökyüzü var görüyorum.
Ellerim yetmiyor uzanmaya.
Sonsuzluğu saklayan bir mavi içinde kayboluyor kuşlar.
Başımı kaldırdığımla kalıyorum.
Yorgunum biliyorum,
Kaç yıl geçmiş
Hiç mi hiç fark etmez o gün
Bir tek o gün fark etmez
Bolca çocukluğundan bahsedersin
Mesela saçlarını neden kesiyordu annen
Alfabeyi kaç günde söktüğünden konuşuruz
Kelimeler devrimleşirse devrilir karşı dağlar.
Arşınlanmış bakışlarından kurtar, düz bir patikaya çıkart benliğimi
Önce öp,sonra bir isim koy unutulmuş varlığıma.
Sallana sallana uyutulmuş çocukluğuma merhaba de
Gitmeden bir yudum su koy çöl bıraktığın dudaklarıma.
Son kez öyle gürültülü sus ki insanların suratlarına.
Gidişinin üzerine graffiti yapsın bizim çocuklar
Bir padişah icat et acılarımı karadan yürütsün
Bir kakofoni 21. yüzyıl!
Es ver!
Bu ayak sesleri kimin
Kimin bu silüet
Onca kim içinde kimim.
Yeni doğsam bu dünyaya
Ne değişir
Nasıl olduğumu sorduğun
Bir mesaj düştü telefonuma.
Nasıl olmalı?
Cebimden şiirler değil
Kopuk bira kapakları çıktı
Bu sabah
İçimde yarattığım truva atları
Üzgünüm kaybediyoruz bu zaferi.
Duyurulsun dünyaya, her yere mail çekilsin:
Güvercinler çok yoruldu
Duman çok yoruldu
Ben çok yoruldum
Omuzlarına düşen ölüme dokunduğunda rüzgar
Avcumla su içecek kadar çocuk değildim.
Sanırdım ki yalnız yaşlanınca ölür insan.
Bizlere hep yanlış öğretilmiş zaman.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!