Tanrım,
Tanrılar,
Ve tanrısızlar,
Hepiniz haklı olabilir misiniz?
Neler söylüyorum ben böyle,
Üç kere estağfirullah.
Ellerimden aksın yüzüm kağıtlara
Aynalar sessizliğini korusun
Katranlar katrelensin kirpiklerimde
İçimden içmeye dursun kahpe bir şiir
Dudak denen şehvetli yalaktan
Sevda sözlerini emcüklesin kancık yılan
Urgan gibi boynuma dolanmış,
Kalbimde kuluçkaya yatmış,
Bir yılanın,
Çıngırağı beynimde aks etmekte.
Dişleriyle hayallerimi ısıraduran,
Bu yılan,
Ey anamın kınalısı,
Ey babamın yük sütunu,
Ey benim körpe çınarım!
Sen peygamber ocağına mı vardın ?
Hele söyle de bilelim,
Sen bu heybeti kimden aldın ?
Ey pâye pây olmuş mâh-ı zemin !
Ne istersin sinesine girdiğim ummandan,
Söküp atmak mıdır beni söyle niyetin ?
Ancak zevke başlamışken bahrın derûnundan.
Ey hicranı tam ortadan tadan kamer !
Bir şeyler düşüyor içime
Ne cümlesini kurabiliyorum
Ne de şiirini yazabiliyorum
Nedir bu tanımsızlık
Kaç tanımı olmayan duygu var bu hayatta
Biraz hicran ve biraz da hicap makamında
Bir şiire otursam şimdi,
Yarım kalacak satırlarım, biliyorum.
Yarım kalmışlığımı şiirlere de yansıtıyorum artık.
Gücüm kalmamış güçlü görünmeye.
Yalandan tebbessümler, iyiyim demeler,
Bir sürü ustalıkla söylenen yalanlar.
Uzun zamandır ,
Münafık bir derviş kılığında yaşadım,
Bînamaz, nim oruç ve daim bir cünûplük hali.
Ve şıpsevdilikle aşık olduğum ol tanrılar..
Hepinize,
Şeriati savunan,
Gece, yeniden doğurur beni,
Haremine almak için bir şiirin.
İşte o vakit mahremi kalmaz acılarımın,
Hâtem vurulur sahifeme,
Malı olur artık şiirim aşk-ı mîrin.
Gördüm geceyi hortumlayanları
Karanlıkları
Hem de körpe karanlıkları
İşte o karanlıkları emcükleyen şair bozmalarını
Gecenin dudaklarını ısırıp
Boynunda ve
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!