Doğru söyleyenin kovulduğu dokuz köy vardır ya hani,
orada hep yalancılar mı yaşar?
Yalanla daha bebeklik yıllarımda tanışmışım.
İlkin annem yalan söylemiş, boş emzikle aramdaki sevdayı bitirmek için...
Üç yaşına geldiğimde hâlâ boş emzik ağzımda dolaştığım günlerden bir gün,
büyük gürültüyle üstümüzden geçen uçağa dikkat kesildiğimde, kapmış ağzımdan emziği...
'El çabukluğu marifet' bir hareketle göstermiş hünerini annem...
'Uçak aldı götürdü...' yalanıyla ağzım açık kalmış, gözlerim yaşlı...
Günler boyu ne zaman bir uçak görsem ardından emziğim için ağlamışım, çocuksu hatta bebeksi bir
öfkeyle belki de, kimbilir?
Sonra...
Ben de yalan söyledim anneme!
Beslenme çantamdaki peynirleri ben yemedim, kedilere verdim...
Büyümek böyle bir şeydi herhalde, yalan söyleyen artık bendim...
O günden bu güne dokuz köye elimi kolumu sallayarak girdim...
Şarkılarda bir köyden söz edilirdi ya hani,
'Gitmesek de, görmesek de...' bizim köyümüz olan o köye,
neden gidilmediğini, gidemediğimizi anladım...
O köy 'ONUNCU KÖY' dü....
Ve orada yalancılara yer yoktu!
Ayhan DurmuşKayıt Tarihi : 20.6.2006 11:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
bu şiir müthiş çok güzel bi anlatım
çok değişik bişe yakalamazsın laf bulamadım harika
TÜM YORUMLAR (5)